Geçtiğimiz günlerde Independent Türkçe’nin konuk yazarlarından olan Mayis Alizade’nin imzasıyla bu sitede ‘‘4 soruda Rusya ve Azerbaycan seçimleri: "l'état c'est moi"* hırsı toplumları nereye götürecek?’’ başlıklı makalesi yayınlandı. Kendisini Güney Kafkasya ve Rusya üzerine uzman olarak tanıtan Mayis Alizade değişmeyen zihniyetiyle geçtiğimiz ay Azerbaycan’da alınan erken devlet başkanlığı seçimi kararıyla ilgili bazı yorumlarda bulundu ve bazı iddialar dile getirdi.

Bizler de Faktyoxla Lab(Teyit Laboratuvarı) olarak okurlarımız için gazeteci Mayis Alizade’nin dile getirmiş olduğu iddiaların doğru olup olmadığını araştırdık.

1.iddia: Putin ve Aliyev'in aynı günde seçim kararı almasının tek nedeni "yaşam boyu iktidar" yaklaşımının eksiksiz uygulama isteğidir. Sovyetlerden ve özellikle istihbarat örgütü KGB'den kalma bir yaklaşım olup toplum iradesine zerre kadar saygı içermiyor.

Öncelikle, sayın Alizade’nin bu iddiasını iki ayrı maddeler halinde ele almak istiyoruz. Mantıken, her millet, kaderini inandığı ve güvendiği siyasi güce bağlamak zorundadır. Zaten demokratik seçimlerin yapılması demek vatandaşın kendi tercihine, seçtiği kişiye duyduğu güvenin, aynı zamanda ülkesine ve milletine karşı sorumluluğunun ifadesidir. Bugün Azerbaycan'da vatandaşların seçme hakkı en üst düzeyde sağlanmaktadır ve ayrıca ülkede özgür, demokrstik koşullara dayanan seçimlerin üm koşulları da mevcuttur. Bütün bunlar, 7 Şubat`ta gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de yüksek düzeyde organize edilip gerçekleştirileceğini söylemek için yeterli gerekçeleri bizlere sunmaktadır.

‘‘Yaşam boyu iktidar’’ söylemi aslında bizler için yeni bir iddia değil. Mayis Alizade’nin bu ‘’yaşam boyu iktidar’’ iddiası Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev’in de belirttiği gibi "Bazı uluslararası gözlem misyonlarının olumsuz görüşleri’’yle hemen hemen aynıdır ve yine sayın Aliyev’in de söylediği gibi ‘’biz bu olumsuz düşüncelere uzun zamandır alışığız. Bazı durumlarda onların görüşleri seçimlerden önce yazılıyor ama onlar tarafından yazılmıyor, başka yerlerde yazılıp sadece onlara iletiliyor.’’(kaynak) Bu yüzden bu iddianın sayın Mayis Alizade’nin kendi beyninin ürünü olmadığından adımız kadar eminiz.

Ayrıca, Azerbaycan'da vatandaşlar için geçmiş yıllardan bu yana süregelen istikrar esastır, toplumun tüm bireyleri tarafından kabul edilmekte olan ‘‘istikrar’’ sözcüğüyse sadece ekonomik alanda değerlendirilmemelidir. İnsanların düşüncelerinde, olaylara yaklaşımlarında, ideolojik ve politik dünya görüşlerinde, dini-etnik görüşlerinde de istikrar vardır. Bir toplumun canlı bir organizma olarak var olabilmesinin temel koşullarından birinin bu olduğuna inanan Azerbaycan’da mevcut olan iktidar toplumun sosyal ve siyasal bilincinde, iç yapısında istikrarın varlığını dikkate almaktadır. İşte Azerbaycan’da mevcuyt olan halk – devlet dayanışmasının temelinde yatan neden de budur.( kaynak)

İddianın ikinci kısmına gelinceyse, Azerbaycan toplumu geçtiğimiz seçimlerde öyle günlük, bazen bencil kişisel çıkarlarına göre karar vermediğini, kendisi ve geleceği, devleti ve halkı için yüksek bir perspektif ve gelişmiş bir gelecek vaat eden değerlere oy verdiğini hep kanıtlamıştır. Bu Azerbaycan toplumunun entelektüel gelişiminin, sosyal ve politik farkındalığının da göstergesidir.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in liderliğinde uygulanan başarılı politikaların başında bağımsız dış politika gelmektedir ve ülkemizin ekonomik, siyasi ve askeri gücünün yanı sıra bir bütün olarak milli gücünün de büyümesine ciddi anlamda katkı sağlamıştır. Halihazırda bölgesel bir güç merkezi konumunda olan ve bölgede istikrar sağlayıcı aktif aktör olarak görev yapan Azerbaycan, modern uluslararası ilişkiler sisteminde güvenilir bir ortak olarak kabul edilmektedir Ülkemizin dış politikasında, ulusal çıkarlar ve uluslararası hukuk normlarının yanı sıra barış, istikrar, kalkınma ve karşılıklı yarara dayalı işbirliği gibi kriterler esas alınmakta, Türk-İslam değerler sistemine yeni ve daha ilerici değerler kazandırılmaktadır ki, bu da ülkemizin asla hiç kimsenin arka bahçesi olmadığını gözler önüne sermektedir. Azerbaycan çıkarları doğrultusunda tüm komşularıyla iyi ilişkiler kurmayı hedefliyor. İşte tam da bu bağlamda sayın Alizade bir hususu çok çabuk unutuyor: Azerbaycan bağımsızdır, kimsenin işine karışmadığı gibi, kimsenin de kendi işine karışmasını istemez. Azerbaycan kimsenin tebaası, sözcüsü, arka bahçesi ya da ileri karakolu değildir. İsmiyle, sözüyle, yaptıklarıyla tanınmaktadır ve böyle bir ülkeyi etkilemek, ona emirler vermek, ültimatom diliyle konuşmak asla mümkün değildir.

2.İddia: Görünen o ki alelacele erken seçim kararı almış devlet başkanı Aliyev elindeki bu kadar imkân ve fırsata rağmen bir şeylerden önemli derecede tedirgin.

Öncelikle, belirtmemiz gerekiyor ki, Mayis Alizade gibi düşünenlerin düşündüklerinin tam tersi, Azerbaycan'da 7 Şubat 2024'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ciddi bir siyasi olay olarak tarihe yazılacak. Toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tamamen yeniden tesis eden Azerbaycan'da ilk kez tüm şehir ve bölgelerde sandıklar kurulacak ve oy kullanma hakkına sahip herkes bu sürece katılabilecek. Bölgede yaşanan siyasi süreçler ışığında değerlendirdiğimizde ülkemizde yapılacak seçimlerin sonuçları Azerbaycan'ın gelecekteki kalkınmasını ve güvenliğimizi ciddi şekilde etkileyecektir.

İlham Aliyev, 2018 yılında Cumhurbaşkanı seçildikten sonra halkımızın karşı karşıya olduğu en önemli sorunun, toprak bütünlüğümüzün yeniden sağlanması sürecinin son tamamlayıcı aşamasını başlattı ve ülkemizin ve halkımızın tüm potansiyelini hızla ortak bir amaç için seferber etti. Bugün toprak bütünlüğümüz ve egemenliğimiz tam anlamıyla yeniden sağlanmış durumda. Bu durum hem ülkemizde hem de bölgede yeni gerçeklikler yarattı. Bağımsız Azerbaycan tarihinde ilk kez ülke genelinde seçimler yapılacaksa ve halk ta bu seçimlere çok aktif katılım sağlayacaksa, acaba sayın Alizade hangi tedirginlikten bahsediyor?!

Ayrıca, tedirginlik içinde olan bir devlet başkanı halka seslenişlerinde: "Biz ne zaman ne yapacağımızı biliyoruz. Bu nedenle bugün başarılı operasyonlarımız harika sonuçlar verdi. Neyi, nasıl ve ne zaman yapacağımı biliyorum. Azerbaycan halkı bana inanıyor. Ben de bu inanca güvenerek gerekli tüm tedbirleri alıyorum, askeri alan da dahil olmak üzere her alanda ülkemizi inançla yönetiyorum” – diyebilir mi acaba?!

Mayis Alizade’nin tedirginlikle ilgili iddialarının aksine, siyasi görüşleri ve konumları ne olursa olsun, tüm Azerbaycan vatandaşları, kendisini Azerbaycan’a bağlı gören herkes böylesine yüksek bir akılla, geniş, objektif ve adil bakış açısıyla, ilkeli ve kararlı duruşla ülkeyi yöneten bir liderle gurur duyuyor. Sonuçta konu Azerbaycan ve onun başarılı devlet başkanı… ( kaynak)

3.İddia: Bu yazının kaleme alındığı saatle yayımlanacağı saat arasında bilim insanlarının, gazetecilerinin, politikacıların tutuklanma ihtimali çok yüksek.

Sayın Mayis Alizade’nin bu iddiası ortaya bir gerçeği koyuyor: ABD'deki ve Batı’daki bazı çevreler, Azerbaycan'da kurdukları, finanse ettikleri ve devlete ve halka karşı kullandıkları ağın ve bunun açık örneği olan siyasilerin, medya kuruluşlarının ve bazı sivil toplum kuruluşlarının deşifre edilmesinden endişe duyuyorlar. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, biz yıllardır bu iddiaları hep duyuyoruz. Yabancı fonlarla işbirliği yaparak halkın çıkarlarına aykırı hareket eden medya kuruluşlarının mevcutluğunu mutlaka Mayis Alizade de biliyordur. Bu siteler ve bazı youtube kanalları Azerbaycan toplumunda genel olarak pek kabul görmemekte ve okur kitlesi de bulunmamaktadır. Ancak yabancı fonlar, ısrarla büyük miktarda mali kaynağı, emir ve görevlerini yerine getiren bu sanal medya ajanlarına aktarıyorlar. Son dönemlerde Abzas Media haber sitesinin kurucusu Ulvi Hasanov, genel yayın yönetmeni Sevinç Abbasova ve proje koordinatörü Muhammed Kekalov ile açıklanan bazı gerçekler, bazı gazetecilerin neden Azerbaycan'daki olaylara kara gözlüklerden baktığını, bakmak istediğini ve arka fonda kimlerle işbirliği yaptığını açıkça ortaya koyuyor. Söz konusu kişilerin faaliyetleri zaten ifşa edilmiş durumda. ( https://sesqazeti.az/news/politics/1108923.html)

Azerbaycan devletince basına olan dikkati bildiği içindir ki, Mayis Alizade aynı yazıda şöyle bir ‘‘değerlendirme’’ de yapmayı unutmuyor: ‘‘Azerbaycan'da iktidar kullandığı gazetecileri paraya boğuyor, villalar, pahalı arabalar veriyor.’’ Oysa, bu iddiaları dile getirmeden önce, elini vicdanına koymuş olsaydı, bu iddiaları tamamen yalan olduğundan asla böyle konulara girmeyecek, yıllarca Türkiye’de milliyetçiyim diye geçindiği haldei Ermeni gazetecileri Vicken Cheterian, Varduhi Balyan ve diğer Ermeni gazetecilerle aynı dili kullanmayacaktı. Örnek mi istiyorsunuz?! Alın size örnek:

Agos gazetesi: ‘‘Hükümet bağımsız gazetecileri, insan hakları savunucularını, sivil toplum örgütlerini adeta düşman olarak görüyor.’’

Bu da Mayis Alizade’nin sözleri: ‘‘Özgür medyanın yetenekli kalemleri kaç kuşaktan bu yana peyderpey hapse atılırken tutuklamaların ardı arası kesilmiyor.’’
Raslantı olamaz, değil mi?!

4.İddia: Putin veya Aliyev veya Orta Asya'nın adına "Türk Cumhuriyetleri" denilen coğrafyalarındaki yapıları yönetenlerin demokrasiyi kendi ülkelerine getirmek istememesi durumunda Türkiye'nin en ufak iması onların eline Moskova'ya daha sıkı sarılmaları için yeni bahaneler verecektir.

Konuya az çok vakıf olan kişiler bileceklerdir ki, gerek Azerbaycan’dai gerekse de Mayis Alizade’nin aşağılayıcı bir tavırla, ‘‘adına "Türk Cumhuriyetleri" denilen coğrafyadaki yapıları’’ diye bahsettiği Orta Asya ülkeleri demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri gibi değerlere hep bağlı olmuşlardır. Ayrıca, hiç kimseye sır değil ki, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, uluslararası topluluğa "tek taraflı oyun kuralları" empoze ederek, hakimiyetlerini sürdürme ve küresel öneme sahip kararlar alma hakkını tekeline alma arzularını saklamıyor. Batı, aynı fikirde olmayanlara karşı, küresel enformasyon ağında şeytanlaştırma da dahil olmak üzere çeşitli baskı yöntemlerini kullanıyor. Güney Kafkasya’da yıllardır Azerbaycan’a ve Orta Asya’da Kazakistan’a karşı yapılan baskılar da bunun en açık örneğidir. Son dönemlerde gerek Azerbaycan’ın, gerekse de Kazakistan’ın bağımsız dış politika yürütmesi, ayrıca Türk devletleri arasında gelişen sıcak ilişkiler, bunun yanısıra Türkiye’nin hem ABD, hem de AB ile zaman zaman gerilimler yaşaması belli ki, Mayis Alizade’nin maşası olduğu belli çevreleri rahatsız etmiş olması. Rahatsız etmiş ki, sayın Alizade aracılığıyla diplomatik dille gerek Türkiye’ye, gerek Azerbaycan’a, gerekse de Orta Asya’daki bağımsız Türk devletlerine tabiri caizse, ‘‘aba altından sopa gösteriyorlar’’.

Ayrıca, burda sinsi bir plan da ortaya çıkıyor; Türkiye ile Türk dünyası arasında gelişen bağı ortadan kaldırmak amacıyla Mayis Alizade aracılığıyla fitne tohumu ekiliyor.

Sonuç olarak:

- Independent Türkçe’nin konuk yazarlarından olan Mayis Alizade’nin imzasıyla bu sitede ‘‘4 soruda Rusya ve Azerbaycan seçimleri: "l'état c'est moi"* hırsı toplumları nereye götürecek?’’ başlıklı makalesindeki iddialar tamam en asılsız ve çarpıtmadan başka bir şey değildir,

- Azerbaycan’da alınan erken devlet başkanlığı seçim kararı hiçbir dış baskıyla alınmamıştır ve bu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır,

- Mayis Alizade’nin tedirginlikle ilgili iddiaları tamamen asılsızdır, tam tersi siyasi görüşleri ve konumları ne olursa olsun, tüm Azerbaycan vatandaşları, kendisini Azerbaycan’a bağlı gören herkes böylesine yüksek bir akılla, geniş, objektif ve adil bakış açısıyla, ilkeli ve kararlı duruşla ülkeyi yöneten bir liderle gurur duyuyor ve ona güveniyor,

- Azerbaycan’da bilim insanlarının, gazetecilerinin, politikacıların tutuklanma ihtimalinin çok yüksek olması iddiası da absürttür. Bu iddia ABD'deki ve Batı’daki bazı çevreler, Azerbaycan'da kurdukları, finanse ettikleri ve devlete ve halka karşı kullandıkları ağın ve bunun açık örneği olan siyasilerin, medya kuruluşlarının ve bazı sivil toplum kuruluşlarının deşifre edilmesinden duydukları endişeyi dile getirme biçimidir,

- Ayrıca, Türkiye’nin Türk dünyası ile ilgili tutumu eleştirilirken, Türkiye ile Türk dünyası arasında gelişen bağı ortadan kaldırmak amacıyla Mayis Alizade aracılığıyla fitne tohumu ekilmek istenmektedir.