Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan'da yapılan devlet başkanlığı seçimleriyle ilgili Türk medyasında çeşitli yorumlar yapıldı. Bunların en ilginci Acar Ve YouTube kanalında kendini yorumcu olarak nitelendiren İran'a yakınlığıyla bilinen Kanalon4'ün çalışanı Muhammed Acar'ın yorumuydu . Acar Medya YouTube kanalında ‘‘Azerbaycan'da seçimler/Azerbaycan'da muhalif olmak/Azerbaycan dış politikasının bölgeye etkileri’’ başlığıyla yayınlanan videoda Muhammed Acar bu konularla ilgili kendi yorumlarını seslendirdi.

Faktyoxla Lab. olarak Muhammed Acar'ın yorumlarının gerçeğe dayanıp dayanmadığını okurlarımız için araştırdık.

Programı izlediğimiz zaman Muhammed Acar'ın genel olarak konuşmasına gerek Azerbaycan'da yapılan seçimlere, gerek bu seçimlerin demokratik ortamda yapılmasına, gerekse de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e densiz yakıştırma yaparak başladığını görüyoruz. Aslına bakılırsa, bu Muhammed Acar'ın Azerbaycan ile ilgili yaptığı ilk taraflı ve garez dolu program değil. Daha önce, "Azerbaycan İsrail ilişkileri/Göründüğünden çok daha derin(araştırma)", "İsrail'e dost, İran'a düşman: Azerbaycan/Gündem yorum"  isimli videolarda Azerbaycan'a yönelik akıl almaz iddialar seslendiren Acar bu kez de aynı şekilde gereksiz imalarda bulundu.

Seçimlerin bölge için hayırlara vesile olmasını dileyen yorumcu Azerbaycan'da muhalif olma ile ilgili kendince bazı göndermeler de yaptı. Şimdi Muhammed Acar'ın Azerbaycan'daki muhalefetle ilgili iddialarına değinelim.

1.iddia: Azerbaycan'da gerçek muhalefet yok iddiası:

Muhammed Acar'ın bu iddiasına cevap vermek için Azerbaycan'ın bağımsızlık sürecinde yaşadıklarına bakmamız yeterlidir. Çağdaş ve bağımsız Azerbaycan'da devlet kavramının olumlu imajını çizen en önemli etkenlerden birisi de kuşkusuz ülkede mevcut olan demokrasi anlayışıdır. Her seçimde olduğu gibi bu seçimlerde de oluşturulan müsait ortamda aday olmak isteyen herkese yasal koşullarda olanak sağlanmaktadır. Azerbaycan yönetimi de ülkedeki demokratik gelişimin, aynı zamanda insan hak ve özgürlüklerinin korunmasının dünyada mevcut olan demokrasiye entegrenin temel şartlarından olduğunu çok iyi anlıyor ve bu yüzden de aday olmak isteyen herkes bu hakkını özgürce ve yasalar çerçevesinde gerçekleştirdi.

Ayrıca, bu gün Azerbaycan'da yeterince siyasi parti ve Sivil toplum kuruluşları faaliyet göstermektedir ki, bu da Azerbaycan'da durumun hiç te Muhammed beyin iddia ettiği gibi içler acısı olmadığını gösteriyor. Belki de kendisi demokrasi ve muhaliflik kavramlarını kaos ve anarşi ile aynı kefeye koyuyordur, amma bu da kendisinin sorunudur diye düşünüyoruz.

2.iddia: Azerbaycan'da dini muhaliflerin mevcut olması ve bu muhalefetin yasaklarla karşı karşıya kalmasıyla ilgili iddia:

Bu iddia yıllardır Azerbaycan'a karşı kullanılan iddia olmakla beraber duya bildiğimiz en saçma iddiadır. Nedenini açıklamak gerekirse, en basiti Azerbaycan halkı asırlardır İslam dinine inanıyor ve bu halk ahlâkî kamillik derecesine milli manevî değerleri ile ulaşmıştır ki, bu değerlerin temelinde duran öğelerden bir tanesi de şüphesiz İslam dinidir.

Ayrıca, ülkenin bulunduğu jeopolitik konumu itibariyle çeşitli ulusların ve dinlerin asırlardır kardeşçe yaşadığını göz önünde bulundurursak, burda mevcut olan değerlerin hiç bir güç tarafından bozulamayacağı da bilinmesi gereken bir gerçektir. Ülkede insanlar kardeşçe, huzur ve istikrar içinde yaşarken, bu istikrarı bozmaya niyetlenen bazı güçlerin beşinci kol oluşturma gayretleri de asla halk içinde kabul görmemiştir.

Herkesin birbirinin inancına saygıyla yanaştığı bir topluma baş örtüsü yasağının bulunması, ayrıca ülkenin devlet yapısını değiştirmeye yönelik çalışmalar içinde oldukları tutuklanan Muhammed Acar'ın isimerini zikrettiği Movsum Samedov ve Tale Bağırov gibi kişilerin tutukluluk hallerinin inanç ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi suçlamalarda bulunmak ta asla bir basın çalışanına yakışmamakta ve gazeteciliğin temel ilkelerinden olan tarafsızlık ilkesinin de düpedüz ihlalidir.

3.iddia: Azerbaycan Türkiye ilişkilerinin kardeşlik ilişkilerine değil, iki ülke başkanının yani Aliyev ve Erdoğan ilişkileri üzerinde kurulduğu iddiası...

Evet, zamanlama açısından Türkiye'de Ak Parti'nin iktidara gelmesiyle sayın İlham Aliyev'in Azerbaycan'da iktidara gelmesi aynı döneme denk gelebilir, ama burda konu kesinlikle iki kardeş ülke arasında mevcut olan ilişkilerin şahsa bağlı ilişkiler olması değildir ve olamaz da.

Eğer Muhammed Acar Ulusal Haydar Aliyev’in Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin dost ve kardeş ülkeler olduğunu belirterek, ülkemizin Türkiye ile ilişkilere ne kadar önem verdiğini ilk günlerden itibaren ifade etmesini,

ondan da öncesine gidersek Neriman Nerimanov’un Mustafa Kemal Atatürk’’e hitaben: ‘Paşam, Türk milletinde bir anane vardır; kardeş kardeşe borç vermez, kardeş, her durumda kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız, her zaman ve her şartta birbirimizin elinden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz…’’ – demesini,

dahası Kurtuluş Savaşı’nda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi yardım heyetlerinin, bütün işgal edilen ve Türk ahalinin zor durumda bulunduğu yerlere giderek, halka yiyecek, giyecek yardımları yaptıkları gibi onların hak ve hukukların korumaya çalışmış olduklarını, ayrıca Kars, Ardahan, Kağızman, Oltu, Batum, Erzurum, Hınıs, Trabzon, Iğdır vs. yerlerde şubeler açtıklarını, iaşe ve sağlık merkezleri oluşturduklarını bilmiş olsaydı, böyle absürt iddialarla beynini meşgul etmezdi.

Sonuç olarak

-Muhammed Acar’ın ‘’Acar Medya’’ youtube kanalında Azerbaycanla ilgili seslendirdiği iddialar asla yeni değildir ve tamamen asılsızdır,

-Muhammed Acar’ın güya Azerbaycan’da demokrasinin, temel insani hak ve özgürlüklerin olmamasını iddia etmesi sadece kendisinin hayal ürünüdür,

-Azerbaycan’da her bir insanın yasal yollarla seçme ve seçilme hakkı mevcut olduğu gibi, bu haklar asla ihlal edilmemekle birlikte bilakıs teşvik edilmektedir,

- Azerbaycan resmileri halkın din ve vicdani özgürlüklerine karışmamakla birlikte, bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini istemektedirler,

-Azerbaycan sınırları içinde çeşitli muhalif siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri faaliyetlerini hiçbir engelle karşılaşmaksızın sürdürmektedirler.

-Azerbaycan Türkiye ilişkileri kesinlikle şahsi ilişkiler üzerinde kurulmamıştır, Aliyev Erdoğan ilişkileri üzerinden de değerlendirilemez.

- Son olarak Muhammed Acar bu yersiz iddialarıyla Azerbaycan’a ‘’aba altından sopa göstermek’’ isteyenlerin sözcülüğünü yapmaktadır.