Agos gazetesi geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’daki seçimleri yakından izlemiş ve bir dönem bu yayın organı için de makaleler kaleme alan Arzu Geybulla ile son gelişmeleri konuştu. Gazetenin genel yayın yönetmeni Yedvart Danzikyan'ın sorduğu soruları yanıtlayan Geybulla hemen hemen tüm koşullarda yaptığı gibi yine muhalif olmakla Vatan satmayı birbirine karıştırdı ve Azerbaycanla ilgili akıllara zarar iddialar dile getirdi.

Faktyoxla Lab. (Teyit Laboratuvarı) olarak bizler de bu iddiaların ne kadar doğru olmadığını sizler için araştırdık.

Öncelikle, söyleşinin giriş cümlelerinden başlayalım: ''Azerbaycan'da 7 Şubat'ta yapılan erken seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre, ülkeyi 20 senedir yöneten İlham Aliyev, 7 sene daha görevde kalacak.'' Bay Danzikyan'ın zaten girizgahından sonra zaten bu söyleşinin ne kadar objektif olup olmayacağı bizlerde kuşku uyandırsa da, yine de biz teyit prosedürüne sadık kalarak Arzu Geybulla'nın iddialarının ne kadar gerçekçi olup olmadığına değineceğiz. Burada bir parantez açarak Ermeni diasporasının ve ona yakın çevrelerin Azerbaycan'da yapılan her seçimden sonra güya usulsüzlük yapıldığına dair ''ancak'' ile başlayan komplo teorilerine bay Danzikyan da bir cümlesiyle katılmış oldu ''Ancak gözlemciler, Azerbaycan seçimlerinin “ciddi eksikliklerin” gölgesi altında yapıldığını belirttiler.'' Ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcilerinin, mükerrer oy kullanıldığına ve sandıktan seçmen sayısından fazla pusula çıktığına dair işaretlerin olduğu iddialarını dile getiren Agos genel yayın yönetmeni Arzu Geybulla'nın yalanlarının ortaya çıkması durumunda kendisini garantiye almak adına sonda bir cümle kurmayı da unutmadı: ''Arzu Geybulla insan hakları odaklı haberleri için Aliyev rejiminin baskılarına da maruz kalmış bir isim''.

Yani, burdan şu sonucu da çıkarabiliriz: ‘‘sayın okurum, Azerbaycan bu gazeteci hanım kızımızın yalanlarını teker teker ortaya dökebilir, ama biliniz ki, bunlar hepsi yalan, çünkü sayın Geybulla yıllarca Azerbaycan rehiminin baskılarına maruz kaldı ve asla yalan söylemez.’’ Şimdi biz de teker teker Arzu Geybulla'nın söyleşide ortaya attığı iddiaları değerlendireceğiz, bakalım bu iddiaların doğruluk payı ne kadar?!

1 - ci iddia: Şimdiye kadar ülkede bir kere bile bağımsız seçim yapılmadı: Bu iddiayı dile getiren Arzu Geybulla galiba şu hususu unutuyor: Güney Kafkasya bölgesinin kalkınma dinamiği en yüksek, lider devleti olan Azerbaycan, demokratik ilkelere bağlılığını her zaman ortaya koymaktadır ve ülkede demokrasinin temel vasıflarından biri olarak kabul edilen seçim sonuçları halkın iradesini yansıtmaktadır. İstikrarlı bir sivil toplumun temeli olan seçim sürecinin şeffaflığının sağlanması, ilerici gelişme ve özgür seçim yapılması, yetkililerin bu yöndeki siyasi iradesinin göstergesidir. Azerbaycanlı yetkililer, ülke Anayasasına dayanarak seçimlerin şeffaf ve demokratik yapılmasını birinci öncelik olarak kabul etmektedirler.

Ayrıca, devletin halkın güvenini kazanmasının en etkili ve test edilmiş aracı olan seçimlerin her devletin ve halkın geleceği açısından büyük önem taşımakta olduğunu yetkililer de çok iyi anlıyorlar. Toplumda demokratik bir ortamın oluşturulması, şeffaf ve adil seçim koşullarının yaratılmasının doğrudan yetkililerin siyasi iradesinin bir göstergesi olarak değerlendirilmesi asla tesadüf değildir. Bu anlamda Azerbaycan her zaman kalkınma trendinin ön saflarında yer almış ve uluslararası kuruluşların da teyit ettiği gibi diğer bölge ülkelerinden olumlu anlamda öne çıkmıştır. Ulusal değerlerin demokratik ülkelerin ve uluslararası kuruluşların tecrübeleriyle birliği şeklinde oluşturulan ulusal seçim sistemi, geçtiğimiz dönemde Azerbaycan'ın çok yönlü kalkınmasına büyük katkılar sağlamıştır. Arzu Geybulla'dan farklı olarak tarafsız, aynı zamanda adil gözlemcilerin nihai görüşleri şudur: ''devlet bağımsızlığının yeniden sağlanmasının ardından Azerbaycan'da yapılan çok sayıda seçimin her birinin öncekilerden daha sorunsuz ve kaliteli bir şekilde düzenlenmektedir. Seçimin kalite göstergesiyse hiç kuşkusuz onun demokrasi, adalet ve şeffaf bir ortamda gerçekleşmesidir.

Hükümetin sürekli olarak seçimlerde mevcut olabilecek aksaklıkların ortadan kaldırmak adına adımlar attığını, bu alanda ülkedeki tüm siyasi güçler ve uluslararası kuruluşlarla kapsamlı bir işbirliği içinde olduğunu  görmemek ve şimdiye kadar ülkede bir kere bile bağımsız seçim yapılmadı iddiasında bulunmak kendisini gazeteci olarak tanıtan birisine yakışır bir tutum değil. 

2 - ci iddia: Bir başka sebep Aliyev'in ülkede İkinci Karabağ Savaşı ve geçen seneki 19 Eylül operasyonundan sonra, popüler lidere  dönüşmesi ve bu popülariteyi kullanarak, seçimde kaybetme riskini minimuma indirmek istemesi.

 - Öncelikle, bu iddiayı ortaya atan kişi her kim olursa olsun, o kişinin kendi içinde ciddi anlamda ikilem yaşadığını söyleyebiliriz. Zira, toplumda popüler olan bir lider eğer Cumhurbaşkanı seçimlerinde aday olmuşsa, neden kaybetme riski yaşasın ve dahası eğer yaşıyorsa neden erken seçim kararı alsın?! Yıllardır Azerbaycan'da uygulanan devlet politikasının temelini insan faktörü oluşturmaktadır. Her bır Azerbaycan vatandaşı şunu iyi biliyor: Cumhurbaşkanı İlham Aliyev her bir Azerbaycanlının cumhurbaşkanıdır. Bu yüzden Azerbaycan halkı Cumhurbaşkanına güveniyor, Cumhurbaşkanı da halkına güveniyor.

Evet, Arzu Geybulla bu iddiasında bir konuda haklı: Azerbaycan Cumhurbaşkanı ülkede İkinci Karabağ Savaşı ve geçen seneki 19 Eylül operasyonundan sonra ülke genelinde  ve tüm dünyada yaşayan Azerbaycanlıların gönlünde Muzaffer Ali Baş Komutan olarak taht kurdu, ama sayın Geybulla`nın görmezden gelmek istediği bir husus daha var: bu gün sadece ülkenin ekonomik alanda geldiği yolu, uluslararası boyutta elde ettiğimiz başarıları, Cumhurbaşkanımızın evrensel fikirleri ve girişimleri sonucu hayata geçirilen, dünya halklarına mutluluk bahşeden ve pratik destek sağlayan girişimlerini hesaba katsak bile bu Azerbaycan halkının nezdinde sayın İlham Aliyev`in bir lider olarak önem arz etmesine yeterli olacaktı. Bir de bu başarılara tarihi zaferlerimiz de eklenince, bazı güçlerin neden rahatsız olduklarını ve Arzu Geybulla gibilerinin diliyle bu yalanları neden tirajladıklarını anlamamak elde değil.

3-cü iddia: Azerbaycan’da bütün seçimlerde yazılmamış bir kural vardır, devlet dairelerinde çalışan herkes, seçim günü, otobüslerle seçime getirilir: Bu iddianın gerçekle hiç bir alakası yoktur. Zira, Azerbaycan`da mevcut Seçim Mevzuatına uygun olarak oy kullanma hakkına sahip her seçmen, hiçbir engelle karşılaşmadan, özgürce fikrini ifade ederek seçimlere geliyor ve hiç bir baskıyla karşı karşıya kalması asla söz konusu değildir. Yerli ve yabancı gözlemcilerin gözetiminde gerçekleştirilen seçimlerde şeffaflığın garantisi olarak seçim merkezlerine web kameraları yerleştirildiğini de belirtmekte fayda var. Oy kullanma hakkı, her seçmenin parmağının özel bir cihazla kontrol edilmesiyle gerçekleştiriliyor. Bu durumda seçimlere hile karıştığını iddia etmek, A.Geybulla`nın bizzat editörü olduğu Meydan TV internet televizyonu ve diğer yurtdışından fonlanan medya ve sivil toplum kuruluşları üzerinden özel montaj programlarıyla hazırlanan videoları da bu konuda kaynak olarak göstermek ne kadar doğrudur?! Seçimlere katılamayan hasta ve özürlü vatandaşların bile düşünüldüğü, onlar için taşınabilir kutuların bile hazır bulundurulduğu bir seçimde "devlet dairelerinde çalışan herkes, seçim günü, otobüslerle seçime getirilir" diye bir iddiada bulunmak nasıl mümkündür?!

4-cü iddia: Ortalama Azerbaycanlı vatandaşın derdi, düşük maaşlar, işsizlik, eğitimde ve sosyal yardımlarda gerileme: Bu ddiayı çürütmek aslında o kadar da zor olmasa gerek. Bunun için sadece istatiklere bakmamız bile yeterli olacaktır. Ülkemizde nominal GSYİH hacminin son 20 yılda 22 kat artarak 133,8 milyar manata ulaşması, ayrıca ülke nüfusunun geliri 13,7 kat artarken, stratejik döviz rezervlerinin de 41 kattan fazla artarak 1,6 milyar dolardan 65,9 milyar dolara çıkması bilinen gerçekler sırasında.

Öte yandan, Azerbaycan'da bankacılık sektörünün de yıldan yıla dinamik bir gelişme gösterdiğini belirtmemiz gerekmektedir. Zira, uzmanlar bugün Azerbaycan bankalarının aktiflerinin 44,8 milyar manat olduğunu söylüyorlar. Bunun 11 milyar manattan fazlası işletme kredilerine aittir. O yüzden ülkede dolarizasyon, özellikle döviz cinsinden kredi sayısında ciddi oranda azalma görülmektedir. Ülkenin dış ticaret cirosu 3,8 milyar dolardan 52,7 milyar dolara yükselirken, ihracat hacmi ise 2,2 milyar ABD dolarından 38,1 milyar ABD dolarına yükseldi.

Petrol dışı ihracat ise 0,26 milyar ABD dolarından 3,05 milyar ABD dolarına kadar ivme kazandı. Dış ticaret fazlası 0,5 milyar ABD dolarından 23,6 milyar ABD dolarına yükseldi. 2003-2022 döneminde Azerbaycan'da tarım 2,2 kat, ulaştırma sektörü 4,9 kat, turizm ve toplu yemek hizmetleri 18,9 kat, bilgi ve iletişim sektörü ise 23 kat arttı.

Azerbaycan'ın 2030 yılına kadar Ulusal Öncelikleri ve 2022-2026 sosyo-ekonomik kalkınma stratejisinde hedeflenen sonuçlara ve sağlam ilkelere dayanarak, gelecekte petrol dışı ekonomiyi daha da geliştirmek, ülkenin dünya ekonomisindeki konumunu mümkün olduğunca güçlendirmek, ayrıca ulusötesi sermayenin gelişmesinin bir sonucu olarak, geliri daha yüksek olan ülkeler gruba girmek gibi hedeflere sahipken Azerbaycan`ı hala fakir bir ülke olarak göstermek kadar gülünç iddia ola bilir mi?!

 

Sonuç olarak:

-Arzu Geybulla`nın Agos gazetesiyle yapmış olduğu röportajda Azerbaycan ile ilgili söyledikleri tamamen yalan, garez ve çarpıtmalardan ibarettir,

-Azerbaycan`da hiç bir zaman demokratik, şeffaf ve adil bir seçimin yapılmadığı iddiası asla doğru değildir,

-Azerbaycan yetkilileri her seçimde olduğu gibi son Cumhurbaşkanı seçimlerinde de Azerbaycan halkının hiç bir baskı olmaksızın oy kullanmalarını sağlamıştır,

-Seçimleri gözlemleyen birkaç artniyetli uluslararası kurum ve kuruluşu temsil eden gözlemci dışındaki tüm gözlemciler seçimlerin gayet demokratik, sakin ve adil geçtiğini dile getirmişlerdir,

- "Azerbaycan’da bütün seçimlerde yazılmamış bir kural vardır, devlet dairelerinde çalışan herkes, seçim günü, otobüslerle seçime getirilir" iddiası yalandan başka bir şey değildir,

-Ortalama Azerbaycan vatandaşının derdinin düşük maaşlar, işsizlik, eğitimde ve sosyal yardımlarda gerilemeler olduğuyla ilgili iddialar da yıllardır Azerbaycan`daki muhaliflerin asla terk edemedikleri iddialardır ki, bu da asla gerçeği yansıtmamaktadır.