80’li yıllarda işlediği cinayetler yüzünden önce İran’a, ardından Irak’a kaçan, daha sonra ‘‘devrimci yoıldaşlarının’’ desteğiyle Hollanda’ya sığınan sözde hukukçu, Tunceli doğumlu olduğu halde sözde ‘Kürdistan’ doğumlu olarak kendisini tanıtan; çalışmalarında hiç bir zaman ‘sözde kaçkın/ilticacı Kürt siyasetçi’lerin ırkçı PKK terör örgütü’nde yaptıkları işçi ve kadın kaçakçılığından, eroin ve uyuşturucu trafiğindeki paydan bahsetmeyen sözde ‘kriminolog’ Yücel Yeşilgöz bayrağı kızına teslim etmiş gibi gözüküyor. Hollanda'da 17 Mart'ta yapılan genel seçimlerin ardından 271 gün süren pazarlıkların ardından kurulmasına karar verilen koalisyon hükümetinde yer alan bakanların arasında sözde hukukçu Yücel Karagöz’ün kızı Liberal sağ eğilimli Özgürlük ve Demokrasi Partisi (VVD) Milletvekili Dilan Yeşilgöz Zegerius de var. Dilan Yeşilgöz Zegerius, Hollanda'nın yeni Güvenlik ve Adalet Bakanı olacak.

Faktyoxla Lab. olarak Dilan Yeşilgöz Zegerius’un kimliğini ve çalışmalarını araştırdık.

Öncelikle, Dilan Yeşilgöz’e geçmeden önce baba  Yücel Yeşilgözle ilgili birkaç hususa göz atalım:

Baba Yücel Yeşilgöz, 1984’te girdiği Hollanda’da daha Hollandaca öğrenmeden, kaynaklarca edinilen bilgiye göre sonradan diyet borcunu ödemek üzere Hollanda devletinin derinlerinden bazı referanslarla 1985 yılında Utrecht Üniversite’sinde Doğu Dilleri ve Kültürleri Bilim Dalı Bölümü’nde Çağdaş Türk Edebiyatı öğretim görevlisi oldu. Yeşilgöz DİSK mensubu olduğunu iddia etmektedir. Geçen süre içinde Yeşilgöz’ün neden Hollanda’yı seçtiği, Hollanda’nın yolunu nereden bulduğu, Türkiye’deki bölücü ve yıkıcı terör faaliyetleri esnasında batı destekli (Sovyet sosyalizmi’ni bastırmak ve doğuyu ele geçirmek üzere batı istihbarat servislerinin icat ettiği yapay komünist akım olan) ‘Troçkist’ akımlar üzerinden Hollanda makamlarıyla nasıl iletişim içinde olduğu ve hiç bir zaman doğrulanamayan sözde ‘DİSK mensubiyeti’ her zaman karanlıkta kaldı.( Kaynak

Türklerin kültürleri gereği ve örneğin MHP ve Ülkücülük gibi fikir akımları nedeniyle mafya örgütlenmelerinin doğal birer mensubu gibi oldukları şeklinde yarattığı efsaneyle, sahte bir bilim insanı olarak istihbarat teorisine ‘Bozkurtlar’ (Grey Wolves / Grijze Wolven) kavramını Türk mafyasının ‘kriminoloji’deki bilimsel terimi’ olarak empoze ettirdi; Hollanda’da çalışan Türklerin yıllarca, devletin içindeki istihbarat örgütü AİVD’le eklentili gruplarca terörize edilmesine yol açarak kitleleri mağdur eden yine Yücel Yeşilgöz olmuştur.(yine aynı kaynak)

Hollanda Temsilciler Meclisi’nde bulunan 7 Türkiye kökenli milletvekilinden biri olan Özgürlük ve Demokrasi Partisi (VVD) Milletvekili Dilan Yeşilgöz Zegerius da Türkiye düşmanlığıyla 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanıyan Hollanda’da sık sık Türkiye aleyhinde söylemleriyle gündeme gelenler arasında. Sadece, bayan Yeşilgöz’ün makam odasından paylaştığı resme baktığımız zaman bir takım gerçekleri anlamış olacağız kuşkusuz. Dilan Yeşilgöz’ün basına yansıyan fotoğraflarından birinde ise ince bir detay gizli. Yeşilgöz’ün önünde poz verdiği fotoğraf, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile ilgili bir mesaj gönderiyor. 1990 yılında Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sırasında, 106 yaşındaki bir Ermeni kadının elinde AK-47 Kalaşnikof tüfekle görüntülendiği kare, Ermenistan’ın Karabağ’daki iddiaları için bir sembole dönüşmüştü.( Kaynak)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’dan kendisine ve Türklere edilen küfürler üzerine başlattığı hukuk mücadelesi, FETÖ ve PKK yanlısı medyanın Hollanda’da da köpürttüğü Türk düşmanlığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret furyasına başlanmıştı. İşte o dönemlerde, yani 2016 yılında Ahmet Erdoğan ve Mehmet Akkoç‘un konuşmacı olarak katıldığı RTL-Z’de yayınlanan ‘Van Liempt Live’ programında konu masaya yatırıldı.

Programın bir diğer konuğu ise 2014’teki yerel seçimlerde 45 kişilik Amsterdam belediyesi ana-kent meclisine (hükümetin büyük ortağı) Sağ-Liberal VVD partisinden girmeyi başaran Dilan Yeşilgöz oldu.

Kendini kaybeden Dilan Yeşilgöz o kadar ileri gitti ki, Türkleri Hollanda’da devlet içinde devlet olmakla itham etti ve hedef gösterdi. TC Rotterdam Başkonsolosluğu’nun, Türklere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a edilen hakaretlerin artması üzerine bunun tespiti için başlattığı çalışmaya ve yaptığı demokratik çağrı hakkında ilginç çıkışlarda bulunarak, Türklere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edilmesinin serbest olması gerektiğini savundu.

Yeşilgöz, Türk olduğunu zan ederek kendisine yerel seçimlerde oy veren Türk seçmenler konusunda ise hiç konuşmadı.

Yeşilgöz’ün ayrıca çeşitli suçlardan aranan Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kaçaklarına sahip çıkan ve Türkiye’nin terörle mücadelesinden ötürü AB’den yaptırım görmesi gerektiğini savunacak kadar Türkiye karşıtı açıklamaları basında yer almaktadır.( Kaynak)

Dilan Yeşilgöz, “Bence Türkiye’de basın mensuplarının tutuklanmasıyla çok büyük hata yapıldı.” dedi. Karagöz Türkiye’nin terörle mücadelesini sürdürürken terör örgütü mensuplarına yönelik gerçekleştirilen göz altıları sözde “basın özgürlüğü” çerçevesinden ele alarak Avrupa Birliği’nin FETÖ’cü gazetecilerin gözaltına alınması hususunda Türkiye’ye “Artık yeter” demesi gerektiğini savundu.

Yeşilgöz ifadelerinde şu cümleleri kullandı: 

Bir ülkede basın her zaman özgür olmalı. İnsan her zaman düşündüklerini söyletebilmeli ve yazabilmeli. Türkiye bu gün imkansız olan bir olayı bize gösterdi ki, farklı düşünmek ve farklı şeyler artık imkansız. Bundan sonra Avrupa rolünü üstlenip burada inisiyatif almalı.Türkiye’de şu anda hükümetin basına karşı operasyonunu kabul etmek mümkün değil. Basın özgürlüğü bir ülkenin en önemli insan haklarından bir tanesidir. Ben şu anda Türkiye’de olanlara zor bir şekilde inanabiliyorum. Bence, Avrupa Birliği Ülkeleri ve Hollanda bu tutuklamalara karşı çıkmalı. Gerçekten inanılmaz bir şey. Böyle bir baskını kabul edemeyiz. Ben Türk halkı için orada ki gazeteci arkadaşlarımız için çok üzüldüm. Umarım bu defa Avrupa kalkıp yeter artık sınır buraya kadar der. Bu kadar da olmaz der.( Kaynak)     

Geçtiğimiz yıllarda Hollanda’da bir ortaokulda, Hz. Muhammed’e hakaret eden bir öğretmen açığa alınmıştı. Hz. Muhammed Peygamber’den “pedofil” diye söz eden öğretmen öğrencileri ile tartışmaya girmişti. Okul yönetimi öğretmenin bu açıklamalarından dolayı açığa alındığını duyurdu. Hollanda’da bu karar, siyasette tartışmalara yol açtı. Başta hükümet ortakları olmak üzere, meclisteki bazı partiler, eğitmenin açığa alınmasını “düşünce özgürlüğüne müdahale” olarak değerlendirdi. Türkiye’nin Ermeni soykırmı yaptığını kabul eden ve PKK sempatisi ile bilinen VVD Milletvekili Dilan Yeşilgöz, teknik eğitmenin açığa alınmasını “saçmalık” olarak değerlendirdi. Türkiye kökenli milletvekili, Twitter mesajında şunları dile getirdi: “Hangi yasa ya da kurala göre bir öğretmen, bir peygamber hakkında eleştiri yapamaz? Bir öğretmen neden ‘Muhammed’e hakaret ettiği için’ açığa alındı? Saçmalık bu. Ve çocuklara özgürlük hakkında bir şeyler öğretme konusunda büyük bir fırsat kaçırıldı.”(Kaynak)

FETÖ medyası Zaman Vandaag gazetesinin Hollanda’da Türk Partisi DENK partisi ile ilgili yaydığı ve yoğun tepki toplayan yalan haberlere göre, gerçekleşen yoğun yolsuzluk iddialarının yanı sıra DENK partisi ‘Ankara’nın uzun kolu’ olarak Türkiye adına ajanlık faaliyeti için çalışıyor. FETÖ bu suçlamayı güçlendirmek için ise rakip partilerden aday olan veya rakip partilerde siyaset yapan, ancak onların aday olduklarını ifade etmeden, çoğu FETÖ’cü ve PKK’lı bazı sözde Türk toplum temsilcilerinden beyanatlar alarak, bunun üzerinden toplumun genelinin görüşüymüş gibi algı-operasyonu ve beşinci kol faaliyeti yürütüyor.

Türklerin ve Müslümanların Hollanda siyasetindeki kurumsal temsilcisi DENK Partisi’ne karşı çok radikal bir şekilde kara propaganda yürütenler ve çamur atma yarışına girenler arasında sosyal-demokrat işçi partisi PvdA’dan Yasemin Çegerek, Adnan Tekin, Zeki Baran, Keklik Yücel, Emre Ünver ve Münire Manisa’nın, sosyalist parti’den (SP) Sadet Karabulut’un ve Liberal-sağ parti VVD’den ise Dilan Yeşilgöz‘ün adları ön plana çıkıyor.( Kaynak)

Görüldüğü üzere, hollanda’nın yeni Adalet ve Güvenlik Bakanı Dilan Yeşilgöz Zegerius tam Ermeni ve PKK yanlısı, aynı zamanda Türk düşmanı. Onun bundan sonra nasıl bir tutum sergileyeceğini kestirmek çok ta zor değil. “APO KADAR ÇALIŞKAN DEĞİLİM, O DEVRİM VE KÜRDİSTAN İÇİN ÇOK ÇALIŞIYORDU” diyen bir babanın kızı olan yeni bakanın sayesinde umarız Hollanda Ermeni ve PKK yuvasına dönüşmez.

 

gallery