Rusya Duması’nın eski milletvekili Bağdasarov, İstanbul'u depremle zayıflamış Türkiye'den almaya çağırdı. Vladimir Solovyov'un YouTube programına katılan 5. dönem Devlet Duması milletvekili Semyon Bağdasarov, Rusya'nın "durumdan yararlanması" ve Türkiye'yi Orta Asya'dan "kovması" gerektiğini söyledi. Türkiye’nin ekonomik kriz ve yıkıcı bir depremin sonuçlarıyla zayıfladığını dile getiren  Bağdasarov, "Türkiye şu anda zor durumda. Bundan faydalanalım: onu Orta Asya'dan, kovalım, Ukrayna'daki nüfuzunu bölüştürelim, Güney Kafkasya'da ortadan kaldıralım." dedi.

Daha ileriki dakikalarda Bağdasarov canlı yayında bağırmaya başladı: "Ve tarihsel olarak bize ait olan devletimizin bileşimine geri döneceğiz – Konstantinopolis’i alacağız!"

Ona göre İstanbul'da yakın zamanda müze ve cami işlevlerini birleştiren Ayasofya'nın üzerine haç dikilmeli ve orada "Aramice dualar" edilmelidir. Solovyov'un konuğu yayında "Rusça mümkün," diye ekledi.

Faktyoxla Lab (Teyit Laboratuvarı) olarak Semyon Bağdasarov’un Türkiye’ye, onun devlet başkanına ve genel olarak Türk milletine karşı neden önyargılı, hatta nefret dolu olmasını araştırdık.

Araştırmalarımız zamanı, Semyon Bağdasarov’un daha 2010 yılında milletvekiliyken, Rusya Devlet Duması’nın alt meclisinde yaptığı bir konuşmada, Erdoğan’a karşı iftira attığını ve asılsız suçlamalarda bulunduğunu tespit ettik. Semyon Bağdasarov o konuşmasında şu ifadelere yer vermişti: ‘‘Sayın Erdoğan'ın partisi Adalet ve Kalkınma Partisi ideolojik olarak Müslüman Kardeşler'den başka bir şey değil. Bu arada bahsi geçen örgüt Rusya Federasyonu'nda yasaklanmış durumda.’’ Hızını alamayan eski milletvekili bir dönem Erdoğan'ın kendisinin de radikal İslamcılığı yaymak ve etnik nefreti kışkırtmaktan hapiste olduğunu sözlerine ekleyerek aslında kendisi Rusya Devlet Duması’nın kürsüsünden nefret tohumları ekiyordu

Semyon Bağdasarov kimi konuşmalarında ve demeçlerinde Türkiye’nin toprak bütünlüğüyle ilgili konuşmaktan da hiç çekinmiyor. Her zaman Selahattin Demirtaş kozunu kullanarak Türkiye’de sözde bir ayrımcılığın mevcudiyetinden bahseden eski milletvekili ve doğu bilimci küstahça şu cümleleri kullanmayı da ihmal etmiyor: ‘‘Görünüşe göre (Selahattin Demirtaş) üçüncü sırayı aldı, ama yine Kürtlerin ve Kürdistan'ın güneydoğusundaki(?!) mutlak çoğunluğu ona oy verdi, yani o onların seçtiği devlet başkanı.’’   

Semyon Bağdasarov 2020 yılında Pravda.Ru'ya yaptığı açıklamada, Suriyedeki durumu değerlendirirken, Rusya’nın Esat iktidarına PKK’nın yani Kürdistan İşçi Partisi'nin askeri kanadı olan YPG ile acilen anlaşma fırsatı vermeli olduğu tezini savunmuştu. Bağdasarov’a göre, eğer Erdoğan Suriye’nin iç mücadelesine açıkça müdahale ederse (çok gariptir ki, kendisini bu konuda uzman olarak gören oryantalist konuyu bilerekten Suriye’nin iç sorunu olarak görüyordu. Oysa ki, İdlip Türkiye’nin güvenlik açısından kırmızı çizgisi! – Editörün notu...), Suriye de Türkiye'nin iç gündemine müdahale etmelidir. Olası operasyonları Bağdasarov şöyle sıralıyordu:

•PKK'yı desteklemek;

• Çeşitli Marksist-Leninist yerel gruplaşmalarla sıcak dirsek temaslarının kurulması;

•1939'da Suriye’den koparılan(?!) İskenderun Sancağı'nın iadesi için davanın açılması.

Semyon Bağdasarov o demecine şunu da eklemişti: "Erdoğan'ın oynadığı gibi büyük oynamalıyız, aksi takdirde kaybederiz." 

Semyon Bağdasarov Erdoğan'ın Türkiye'deki Ermeni nüfusuna yönelik güya tehditler savurduğunu dile getiriyor. Ne zaman hangi ortamda söylendiği bilinmez, ama Bağdasarov Recep Tayyip Erdoğan açıkça en azından Ermenileri Türkiye'den sürmekle tehdit ettiğine vurgu yapıyor. 2016 yılında sözde Ermeni Soykırımı’ndan birkaç gün sonra Bağdasarov’un aşağıdaki söylemleri dile getirmesi de bir hayli manidar: “Sonuçta, Ermenilerin tehciri kolaylıkla gerçekleştirilebilir, çünkü birçok Ermeni vatandaşı anavatanlarındaki zor ekonomik durum nedeniyle Türkiye'de yasadışı olarak bulunuyor.’’ 

Türkiye’nin iç politikasını yakinen takip eden Bağdasarov geçtiğimiz aylardaysa Rusya'nın 2023 seçimlerinden sonra Türk muhalefetiyle birlikte çalışması ve ciddi yatırımlar yapması gerektiğinin önemine dikkat çekmişti. Ermeni uzaman Rusya’nın Türkiye’deki milyarlarca dolarlık yatırımlarının seçim sonrası olası bir iktidar değişikliğinde zarar görmemesi için başta CHP ve Kemal Klıçtaroğlu olmak üzere 6’lı masadaki liderlerle görüşmesi gerektiğine vurgu yapmıştı. Hatta daha ileri giderek  Rusya’nın Türkiye’deki muhalefeti Moskova’ya davet etmesi, onlarla da çalışabilecekleri yeni zeminler bulması gerektiğinin altını çizmişti. (kaynak)

Ayrıca, Bağdasarov, Ermenistan'daki siyasetçilere de Türkiye'de kimi desteklemeleri gerektiğini isim isim söylemişti. Konuşmasında özellikle İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  ve İYİ Parti ile çalışmalara hızlıca başlanması gerektiğini belirten Bağdasarov, "Türkiye muhalefeti seçimleri kazandığı takdirde Suriye ve Güney Kafkasya umurlarında olmayacak. Batı yönlü duruş sergileyecekler." demişti.

Türkiye'nin büyük desteğiyle Ermenistan'ın savaş kaybettiği Azerbaycan meselesine de değinen Türk düşmanı siyasetçi "Onlar Bakü'yü Erdoğan gibi desteklemeyecekler. Bu yüzden Ermeni siyasilere Türkiye muhalefetiyle diyalog oluşturmalarını tavsiye ediyorum." açıklamasında bulunmuştu.

44 gün süren savaştan sonraysa Bağdasarov Ermeni basınına verdiği demeçte Azerbaycan-Türkiye ikilisinin azami görevinin Ermenistan'ı yok etmek olduğunu dile getirmişti. Semyon Bağdasarov, kendi topraklarını geri almak isteyen Azerbaycan'ın bu haklı mücadelesini ‘‘Ermenistan sınırında oluşturulan  sınır krizi’’ olarak değerlendiriyordu.

Bağdasarov o denli Türkofob ki, her adımda Türkiye'nin Rusya'nın müttefiki değil, düşmanı olduğunu dile getiriyor.

Sürekli olarak ‘’Rus vatansever’’ imajının arkasına saklanmaya çalışan, kendisinin "Rusya için" çalışmalara adadığını iddia etmesine rağmen, Rusya'nın izlediği mevcut Türkiye politikasından zaman zaman rahatsız olan bu garip Ermeni propaganda aracı Türkiye Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine karşı kenisinin en çok sevdiği "hain Paşinyan rejimi" teziyle ilişkilendiriyor ve ardından Rus diplomasisine çamur atmayı da unutmuyor: "Ermenistan'ın Türkiye'ye önkoşulsuz olarak sınırlarını açtığını duyduğumda hiç şaşırmadım. Bu, şu anda Ermenistan'da bulunan hain rejim için doğal bir yol. Rusya'da buna nasıl müsamaha gösterdiğine şaşırıyorum. Neler oluyor? Bu bir ayıp, siyaset değil."

Görüldüğü üzere

  • • Rusya Federasyonu'ndaki Ermeni lobisi artık Rusya Türkiye ilişkilerini sekteye uğratmak için bütün yolları deniyor,
  • • Semyon Bağdasarov bu konuda yıllarca çalışan Ermeni lobisi öncüllerden bir tanesi,
  • • Ermeni kökenli Rus siyasetbilimcinin ‘‘Türkiye şu anda zor durumda. Bundan faydalanalım: onu Orta Asya'dan, kovalım, Ukrayna'daki nüfuzunu bölüştürelim, Güney Kafkasya'da ortadan kaldıralım." – demeci kendisinin Türkiye’ye ve Türk’e karşı nefretinin açık göstergesidir.