Kendisini Rusyalı uluslararası gazeteci olarak tanıtan Abbas Cuma geçtiğimiz günlerde Ermeni medya kuruluşu olan Alpha News'e İran İslam Cumhuriyeti'nin "Zengezur Koridoru" etrafındaki konumu ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir savaş olasılığı hakkında yorum yaptı. Cuma demecinde İran'ın tutumunun değişmediğini, defalarca bu yönde görüşlerinin dile getirildiğini, Zengezur Koridorunun İran İslam Cumhuriyeti için kırmızı çizgi olduğunu belirtti. Cuma`ya göre, sınırların değiştirilmesi, İsrail'in bu süreçlere müdahalesi ve Türkiye'nin aktif katılımı Tahran açısından son derece istenmeyen bir durumdur. Gazeteci ABD ve İsrail'den oluşan İran karşıtı gücün, bu arada İran, Türkiye ve Azerbaycan'ı da bu bloğun üyesi olarak görüyor, "Zengezur Koridoru" ve İran'ı kuşatma stratejisini zorlamaya başladığının altını çizdi:
“Bu, İranlı seçkinleri endişelendirmekten başka bir şey yapamaz ve artık sadece Ermeniler değil, İranlılar da başka bir askeri çatışma biçiminde ciddi bir tehdidin bölgeye yaklaştığını hissediyorlar.
Tahminleri şimdilik bırakıyorum, umarım hiçbir şey olmaz, İslam Cumhuriyeti'nin sadece diplomatik değil diplomatik çabalarının da işe yarayacağını umuyorum. Anladığım kadarıyla İranlılar, sırf bölgedeki savaş kendilerini doğrudan tehdit ettiği için, bir şey olursa oyuna katılmak zorunda kalacakları tehdidinde bulunmayı da biliyorlar. İran'ın Azerbaycan'a düşmanlık olarak değil, temkinli yaklaşması ve İranlıların Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı savaşını muhtemel görmesi, İran Güvenlik Konseyi başkanını önce bir ülkeyi, sonra da başka bir ülkeyi diplomatik ziyaretlerle ziyaret etmeye zorladı.” (kaynak)
Faktyoxla Lab. (Teyit laboratuvarı) olarak okurlarımız için Abbas Cuma isimli bu gazetecinin yazdıklarını ve bu yazılarında ne denli objektif davrana bildiğini araştırdık.
Öncelikle, Abbas Cuma`nın Moskova`da doğmuş Arap kökenli bir gazeteci olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Babası Muhammed Ghaleb Cuma, Moskova Devlet Üniversitesi'nde yüksek öğrenim görmüş ve İktisat Yüksek Okulu da dahil olmak üzere Rusya’nın çeşitli yüksek öğrenim kurumlarında Arapça öğreten, soylu dindar bir aileden gelen Suriye kökenli bir filologdur. Medyanın yazdığına bakılırsa, Abbas, çocukluğundan beri tarihle ilgileniyordu, uluslararası bir gazeteci olmayı hayal ediyordu, ama aynı zamanda diplomat veya istihbarat görevlisi olarak kariyer yapmayı da düşünüyordu. Yüksek öğrenimini Rusya Halkların Dostluk Üniversitesi Filoloji Fakültesi'nde gazetecilik bölümünde tamamladı. (kaynak)
İnanç olarak Budist olduğu dile getiren ve Dünya Budist Gazeteciler Birliğinin aktif üyelerinden olan Cuma’nın aldığı ödüller arasında bir de 2021 yılında "Meslek Olarak Yaşam" kategorisinde, "Rusya Ermeniler Birliği" isimnli STK tarafından kurulan uluslararası "Concord-2021" ödülü var. (kaynak)
Ermeni yanlısı, aynı zamanda Türkiye ve Azerbacan karşıtı demeçleriyle dikkat çeken Abbas Cuma’nın böyle bir ödül alması doğrusu bizi pek te şaşırtmadı. Zira bu kişi 2019 yılında Federal Haber Ajansı'nda (FAN) yayınlanan bir makalesinde Erivan'daki Vernissage Müzesi'nde Nasist Garegin Nzhdeh'nin birçok portresiyle nasıl karşılaştığını anlatıyor, Ermenistan ve Ermeniler için Garegin Nzhdeh'in ülkeye modern sınırlar kazandıran ve ülkeyi ‘‘katliam’’dan kurtaran ulusal bir kahraman olduğunu belirtiyordu.
Dahası, Cuma 2020 yılında Russia 1 TV kanalındaki “60 Dakika” programında Erdoğan'ı “savaş suçlusu” olarak nitelendirmiş, “Evet, İslam adına olumlu bir şey yapmıyor, hatta Macron'dan bile daha büyük bir tehdit oluşturuyor. Ama sanki kendisi (Erdoğan) onların savunucusuymuş, dünyada Müslümanları umursamayan, onların haklarını “savunabilecek” “tek” kişiymiş gibi gösteriyor. Benim naçizane görüşüme göre asıl tehdit bu kişidir" demişti.
Daha öncesindeyse, daha net tarih verecek olursdak, 11 Şubat 2020 tarihnde Abbas Cuma, Telegram kanalında Erdoğan'ı Türk askerlerinin ölümüyle ilgili suçlamıştı. Ermeni basınının verdiği bilgiye göre, Cuma telegram kanalında şunları yazmıştı:
“Şehit olan Türk askerlerinin anne ve babalarının acısını gerçekten içtenlikle paylaşıyorum. Tanrı onları affetsin. Unutmayın, çocuklarınız onları başkasının savaşına gönderen Erdoğan tarafından öldürüldü. Padişahlık iddiları yüzünden oğullarınızı ölüme gönderen odur'' - diye Cuma yazdı.
Geçtiğimiz günlerde Abbas Cuma ‘‘Çok uzun zamandır üzerinde çokça konuştuğumuz bir şey var. Bölgenin en güçlü ekonomisine sahip olmaktan uzak olan Türkiye, yumuşak güç, diasporalar ve lobiler aracılığıyla istikrarlı ve ısrarlı bir şekilde kendi “Büyük Turanını” nasıl yaratıyor? Son olarak, katılımcı ülkelerin ulusal kimliğinin paralel olarak erozyona uğramasıyla Türk Devletleri Örgütü içindeki entegrasyon süreçlerini teşvik ederek. Bir meslektaşım burada bu genişleme hakkında çok güzel bir yazı yazmıştı. Konuyla ilgili Rus gazeteci Yuri Baranchik`in Made in Turan markasıyla ilgili yazmış olduğu garez dolu yazısını paylaşarak yukarıdaki notu düşmüştü.
Abbas Cuma’nın Erdoğan nefreti sadece bu demeçle de bitmiyor. Gazeteci Baltnews'e Türk liderin Müslümanlar hakkında bu kadar "endişelenmesine" neyin sebep olduğunu anlattı. Erdoğan'ın sözlerinin arkasında Müslümanlara yönelik kaygılar değil, kişisel kariyerine yönelik kaygılar yattığını yazan gazeteci ‘‘Erdoğan, Müslümanların koruyucu azizi olmak istiyor, padişah olmak istiyor, Müslüman ümmetinin (dini cemaatin) başı olmak istiyor.
Gazeteciye göre Erdoğan aslında hiçbir şekilde Müslümanların çıkarlarını temsil etmiyor, üstelik onlar için tehlike oluşturuyor.
RIA FAN özel muhabiri Abbas Juma, Realist Arabic yazı işleri müdürü Eldiib Amr Mohamed ile yaptığı röportajda şunları söylemişti: "Görünen o ki Türkler gerilimi tırmandırma yolunu takip etme niyetinde. Ankara'nın galibiyete ihtiyacı var. Erdoğan'ın aynı zamanda Libya petrolüne ve az gelişmiş ve zengin Afrika'ya erişime de ihtiyacı var.’’
Yine Türkiye’ye karşı karalama kampanyası! Abbas Cuma’dan başka bir yaklaşım da zaten beklenemezdi.
1 Kasım 2020 tarihinde Cuma Sputnik Ermenistan'a verdiği röportajda İran`ın, ABD'den daha az kötü olsa da Türkiye'nin güç kazanmasını istemediğini söylemişti. Bunun dışında İran’da Ermenistan'ın İsrail'le bağlantılı olan Azerbaycan'dan siyasi açıdan çok daha güvenilir bir müttefik olduğunu da unutulmadığını da dile getiren Cuma ayrıca İran'ın, Persçe konuşan Talışların akıbeti ve Karabağ'daki Ermeniler konusunda da endişelerinin olduğunu da sözlerine eklemeyi de unutmamıştı.
Diğer bir demecinde ‘‘Türkiye’nin perde arkasında İsrail'e yardım ettiğini’’ söyleyen Cuma (ki, bu iddiaları kimlerin ortaya attığını hepimiz biliyoruz!) güya Azerbaycan’da Şii inananlara karşı bir “cadı avı” yürütüldüğünü iddia ederek bu kez Azerbaycan’a iftira atmaktan geri durmuyor dedi.
Ermeni haber sitesi verelq.am’a verdiği demeçte ‘‘İsrail Azerbaycan topraklarında olduğu sürece, Azerbaycan ve İsrail yakın dost olduğu sürece Azerbaycan-İran anlaşmazlığının çözüleceğini düşünmüyorum.’’- diyerek fitne oluşturmak için çaba harcayan Cuma 29 Kasım 2024`teyse Abbas Cuma Türkiye cumhurbaşkanının Suriye'deki tüm terör hareketlerini desteklediğini dile getirmişti.
31 Ekim 2023 tarihindeyse Abbas Juma eadaily.com'a verdiği bir demeçte İsrail'e gerçek anlamda yalnızca İran'ın karşı çıkabileceğini söylemiş, Erdoğanıysa popülistlik olmakta suçlamıştı: “Müslüman liderler artık kartlarını açık oynamaya çalışıyor. İran Cumhurbaşkanı, Suriye'deki İranlı gruplara yönelik saldırıları görmezden gelerek ABD'yi bir kez daha Gazze'deki çatışmaya müdahale etmekle tehdit ediyor ve Türk lider (Recep Tayyip) Erdoğan, Filistin yanlısı duyguların karmasını toplayarak Gazze'yi desteklemek için mitingler düzenliyor Türkiye'de."
İşin garip tarafı, Abbas Juma bu konuda İran'ın teklülke olduğunu dile getirmişti:
“Retoriği ve eylemi birleştiren tek ülke İran İslam Cumhuriyeti'dir. Burada İran'ı Türkiye ile aynı kefeye koymam. Erdoğan için bu açıkça cumhuriyetin yüzüncü yılı hediyesidir. Bu, kitleleri harekete geçirmek için geniş platformlarda popülizmi geniş çapta dile getirmek için bir fırsattır. İran yine de harekete geçiyor. Irak'taki ABD üslerine saldırmayı göze alabilecek tek ülke İran'dır. İsrail'le savaşmayı göze alabilecek tek ülke İran'dır."
2023 yılının kasım ayındaysa Abbas Cuma Emenistan'ın news.am haber sitesine verdiği demeçte Ortadoğu'daki çatışmanın yerel bir Arap-İsrail çatışmasının ötesine geçme tehlikesi taşıdığını dile getirmiş, suçu yine Azerbaycan ve Türkiye'nin üzerine yüklemişti. Cuma, Azerbaycan'ın halihazırda Orta Doğu'daki sürece dolaylı olarak katıldığını da iddia etmişti: “İsrail'de bundan bahsediyorlar, İsrail'de birçok şeyin Azerbaycan petrolü sayesinde yürüdüğünü söylüyorlar. Azerbaycan, İsrail'in en önemli petrol ihracatçılarından biridir. Dolayısıyla şu anda Filistinlileri öldüren tanklara ve diğer ekipmanlara kimin yakıtının güç sağladığı açıktır. Dolayısıyla hem İran'ın hem de Hizbullah liderinin çağrıları öncelikle Azerbaycan'a ve kendilerini İsrail'e enerji kaynağı sağlayan konumlandıran diğer tüm Müslüman ülkelere yöneliktir.''
Türkiye'ye gelince Abbas Cuma haddini aşarak Erdoğan'ın mevcut Filistin-İsrail çatışması konusunda tamamen samimi olmadığını, savaşı kendi siyasi amaçları için kullandığını ve en iyi yaptığı şeyi yaptığını söylemişti: ''Bu da popülizmdir, halkı harekete geçirmek ve dini duygularını manipüle etmek,'' - diye Cuma eklemişti.
Sonuç olarak
- Rus basınında Ermeni yanlısı, aynı zamanda Azerbaycan ve Türkiye karşıtı demeçler veren Arap asıllı gazeteci Abbas Cuma’nın söyledikleri asla gerçeği yansıtmamaktadır,
- Onun demeçlerinde İran’ın söylemlerine öncelik verdiği, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kin ve nefret dolu olduğu hemen fark edilmektedir ki, bu da profesyonel basın yayın etiğine asla sığmamaktadır,
- Ermeni Nasist lider Garegin Njde’ye duyulan hayranlık, yazılarında İstanbul’dan Konstinapolis diye bahsetmesi, Azerbaycan’ın İran’ın bir parçası olduğunu iddia etmesi gibi hususlar aslında Abbas Cuma’nın ne denli ‘‘objektif’’ olduğunu gözler önüne sermektedir