Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Selçuk Bayraktar'ı hedef aldı. Çıray, "Bir 'Bayraktar SİHA, İHA' reklâmıdır gidiyor." ifadelerini kullandı. Devletin tüm imkanlarının SİHA'lar için servis edildiğini ve bundan duyduğu rahatsızlığı dillendiren Aytun Çıray, Selçuk Bayraktar hakkında "Havasından geçilmiyor" diye konuştu

Savaş başladıktan sonra, çok ilginçtir ki, İYİ Partiyle ideolojik görüşleri tamamen tersmiş gibi görünen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ta Halk TV canlı yayınında Türkiye'nin yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) satışının engellenmesi gerektiğini söylemişti. Rusya Ukrayna savaşını değerlendiren Baş, 'Yapmamız gereken şey nedir? Kendi yaşadığımız coğrafyada, kendi ülkemizde, kendi iktidarımızın savaşı destekleyen politikalarına karşı yüksek perdeden ses çıkartmalıyız. Çok açık söylüyorum bu SİHA/İHA satışlarına engel olmak lazım. Bu savaşı büyüten bir şey.' demişti

"OYUNCAK GİBİ DÜŞÜNÜN" cümlesiyse CHP'ye yakınlığı ile bilinen TELE1'in sahibi Merdan Yanardağ’a ait. Türk SİHA'larını küçülmseyip oyuncak olduğunu ve bir uçak teknolojisi olmadığını iddia eden Yanardağ katıldığı bir programda “Selçuk Bayraktar, Sayın AK Parti Genel Başkanı'nın damadı. Onun Türkiye'deki SİHA ve İHA üreten bunlar planör. Oyuncak uçak gibi düşünün yani bir uçak teknolojisi filan değil böyle ileri teknoloji filan deniliyor ama yüzde 70’i zaten dışardan gelmiş montajla sağlanıyor her neyse sonuçta bir sanayi evet. Ama öyle yerli ve milli filan değil, montaj sanayi. Neyse burada üretilen İHA'lar ve SİHA'lar Ukrayna’ya satılıyordu...” ifadelerini kullanmıştı.( https://www.ensonhaber.com/gundem/merdan-yanardag-turk-sihalarini-kucumsedi)

Daha öncesindeyse SİHA ve AKINCI TİHA'nın terörle mücadeledeki başarısından dolayı rahatsız olan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Savaşı, savaş araçları üretimini, ölümü ve öldürmeyi "çocuk oyuncağı", sosyal medyada takipçi artırma, ergenlik atarları gibi atraksiyonlarla bu dönemde parlatılmasını sakin bir biçimde bir kez düşünün derim." ifadelerini kullanmıştı.

SİHA ve AKINCI TİHA’larından rahatsız olanların listesinde  kuşkusuz ki, HDP de var. Geçtiğimiz yıl HDP’li vekil Dilan Dirayet Taşdemir, PKK'ya ağır kayıplar verdiren SİHA'lardan 'sorun' olarak bahsetmişti.

SİHA'ların 'insanları yargısızca infaz eden araçlar olduğunu' öne süren Taşdemir "Türkiye'nin güvenlik sorunu yok. O yüzden savunmaya yatırım yapmak yanlıştır." demişti. Gara'daki PKK kampına gittiği ortaya çıkan ve terörist cenazesine katılan Taşdemir, "Silaha bu kadar para harcamak zorunda değiliz." ifadelerini kullanmıştı.

Türk düşmanlarıyla sık işbirliği içinde olan yurtdışındaki muhalif güçler de  bu konuda boş durmuyorlar. Şöyle ki, aralarında firari FETÖ'cü eski CHP'li vekil Aykan Erdemir ve Donalp Trump'ın ABD Başkanı olduğu dönemde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton gibi Türkiye düşmanlarınca kurulan 'Türkiye Demokrasi Projesi' isimli dernek, asılsız iddialarla geçen sene Ermeni ve PKK lobilerinin de desteğiyle BAYKAR’a karşı boykot çağrısı başlatmıştı.

Türkiye’nin yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği SİHA’ların “Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ ile mücadele eden ‘Kürt güçlerini (PKK/YPG)’ vurduğunun” belirtildiği skandal açıklamada, ABD’li şirketlere “BAYKAR ile bağlarınızı kesin” çağrısı yapılmıştı.

HDP’li Ermeni asıllı milletvekili Garo Paylan da SİHA’larla ilgili sürekli aynı uslupla konuşan, değişmeyen argümanlarla Baykar şirketi üzerinden Türkiye Cumhurbaşkanı’na yüklenen birisi. 2021 yılının sonlarında Mezopotamya Ajansı'ndan Esra Solin Dal'ın haberine göre AKP'nin yürüttüğü savaş politikaları nedeniyle turistlerin Türkiye'ye gelmediğini dile getiren Paylan, “Tayyip Erdoğan’ın damadı SİHA’ları Polonya ve Ukrayna’ya satması sonucunda, Rusya Türkiye'ye turist göndermiyor. Ülkede şuan 7 ila 8 milyon turist kaybı var. Bu da ülkenin milyarlarca dolar turizm gelirinin kaybolmasına ve milyonlarca işçinin de işini kaybetmesine neden oldu. Yani damadı iki SİHA satacak diye, Türkiye'nin turizm gelirlerinde milyarlarca dolar kaybetti. İktidarın yanlış politikalardan dolayı ekonomimiz çok kötü durumda” ifadelerini kullanmıştı.

CHP grup başkanvekili Özgür Özelse 2019 yılında TBMM’de gerçekleştirdiği açıklamasında adeta ileri giderek “Bir damat ekonomiyi yönetecek, bir damat SİHA üretecek, kızınız KADEM’in başında olacak, oğlan TÜRGEV’in başında olacak. Hanımefendi Çevre Bakanı'ndan çok çevre projelerinde yetkilendirilecek. Bu aile devletine, şahıs devletine itirazdan ki parti içinden iki yeni parti doğmaktadır. Bundan sonrada yolcudur Abbas, bağlasan durmaz.” – demiş ve yine Selçuk Bayraktar üzerinden SİHA’ların Türkiye’ye kazandırdıklarını hiçe sayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iç politikasını eleştirmişti.( Kaynak)

Gerçi, Baykar Teknoloji lideri Selçuk Baykar konuyla ilgili sık sık gerekli açıklamaları yapıyor ve kendisinin, aynı zamanda şirketinin, genel olaraksa Türkiye’nin iç ve dış müdahelelere rağmen, Türkiye’nn savunma sanayisinde özel yeri olan, adeta bir devrim niteliğinde olan İHA/SİHA silah teknolojisinin tüm hızıyla üretimini devam ettireceklerini belirtiyor. Artık dünyanın siyasi çevreleri ve öncül medyaları ciddi anlamda bu silahların gücü üzerinde duruyor.

Onlar bile dünyanın kaderini değiştiren silahlarla ilgili övgüyle bahsederken ve özellikle Ukrayna savaşında bu yenil nesil savaş teknolojilerinin önemini anlamışken, Türkiye’deki muhalefetin bu denli SİHA’lara karşı olması insanda merak uyandırıyor. Acaba neden?! Araştırmacı yazar, SETA Vakfı’nın analisti Abdullah Erboğa da Sabah gazetesinde yazdığı ‘‘Ana Muhalefetin Milli Teknoloji Derdi’’ başlıklı yazısında bu konuya özellikle değinmiş, Türkiye’de muhalefetin ülkenin elindeki en etkili silah teknolojilerinden biri olan İHA/SİHA üretimini gerçekleştiren şirkete yönelik itibarsızlaştırma propogandası yaptığına dikkat çekmişti. ‘’ Öncelikle şunu açık bir şekilde belirtmek gerekir ki ana muhalefetin asıl hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarılarını besleyen tüm damarları itibarsızlaştırma siyasetini sürdürmektir. CHP doğrudan Erdoğan karşıtlığının ters tepmesi üzerine, geçtiğimiz belediye seçimleri öncesinde devreye soktuğu ve asılsız iddialar üzerinden siyaset geliştirme tarzını benimsemiştir’’ diye Türkiye’deki muhalefetin gerçek yüzünü ortaya koyan Erboğa SİHA’ların gücünü şöyle tanımlamıştı: ‘’

CHP’nin savunma sanayiinde milli teknoloji ile gelen olumlu tablodan rahatsızlık duyduğu aşikardır. Gerek iç güvenlik meselelerinde gerekse ulusal güvenlik noktasında İHA/SİHA silah teknolojisinin nasıl çarpan etkisi oluşturduğu herkesin malumudur. Suriye’de yürütülen operasyonlarda en etkin şekilde kullanılan ve büyük bir askeri teknoloji avantajı olan bu sistemlerin operasyonlarda sağladığı muazzam katkılar aşikardır. Bugün Suriye ve Libya’da İHA/SİHA’lar ile Türkiye’nin sahada fark oluşturan bir askeri kapasiteye ulaştığı son derece sarihtir. Bu bakımdan dış ve güvenlik politikalarında, Türkiye’nin stratejik silah kapasitesine bu denli yarar sağlayan teknoloji hamlelerinin aynı zamanda Türk dış politikasının otonomisini artıran bir faktör olduğunu da belirtmek gerekir.’’

Görüldüğü üzere, genel olarak dışarıdan aldıkları emirlerle Türkiye’nin başarılarını yermeğe çalışan bir muhalefet var Türkiye iktidarının karşısında. Türkiye’deki muhalefet ülkenin büyümesini, gelişimini ve istikrarını istemeyen güçlerin elinde oyuncak oldukça, Aytun Çıray’ın, ya yukarıdaki örneklerde ismi geçen muhaliflerin SİHA’lara ve Türkiye’nin ürettiği yeni nesil savaş silahlarına karşı çıkmaları gayet olağan bir durum.