Bildiğiniz gibi Ermenistan'da hoşgörüsüzlük ve nefret temelinde çok sayıda çağrı ve konuşma yapılıyor ve barış çağrısı yapanlar vatan haini sayılıyor. Ermeniler arasında diğer milletlere karşı nefret bu ülkedeki iktidarlar tarafından on yıllardır destekleniyor. Türkofobi ve Azerbaycanofobiye ek olarak, aynı zamanda Ermenistan'da Yahudi aleyhtarlığı ciddi anlamda varlığını sürdürmektedir. 21. yüzyılın neredeyse çeyreği avluda geçmiş olmasına rağmen, dünyadaki insanlar birbirlerine saygı duymayı, başkalarının görüşlerini hesaba katmayı öğrendi, ancak neo-Nazi ve anti-Semitik eğilimler hala derin köklerle bağlı oldukları tekuluslu Ermenistan’da varlığını sürdürüyor.

İsrail ile Azerbaycan arasında güçlü ilişkiler mevcut iken, nasıl olur da, Ermenistan gibi bir Hıristiyan ülke antisemitizmden muzdarip ve İsrail ile bağlarını kuramıyor?

Faktyoxla Lab. olarak Ermenistan’da mevcut olan anti – Semitik eğilimlerin kökenini araştırdık.

Araştırmalarımız zamanı ilk olarak 1996'dan beri, şu anda nüfusu 1000'den fazla olmayan Ermenistan Yahudi Cemaati'nin Başkanı Rimma Varzhapetyan-Feller’in 2003 yılında 24 Nisan arifesinde Taşnaksüryun Partisi gençlik kollarının düzenledikleri bir gösteride üzerinde Davut Yıldızı bulunan Türk bayrağını yaktıklarından bahsettiğine dikkat ettik. Ardından yanan Türk bayrağından ateş alan meşaleler yakarak Ermeni soykırımı gerçeğini tanımayan Türkiye ve İsrail'e öfkelerini haykıran göstericilerin resimlerinin Erivan'da Rusça yayın yapan gazetelerinden birinin manşetinde verilmesini şaşkınlıkla dile getiren Rimma Varzhapetyan Taşnaksutyun partisinin benzer gösteriyi 2002 yılında da gerçekleştirdiğini söyledi. Konuyu dönemin Ermenistan Dışişler Bakan yardımcısı Ruben Şugaryan’a illettiğini söyleyen Varzhapetyan bakan yardımcısının yanıt mektubunda bu tür olaylarda antisemitizmi görmenin imkansızlığından bahsettiğini vurguluyor. Ama Yahudi Cemaati Başkanı’nın yazdıklarını okudukça bu mektubun dahi sahtekarlık üzerinde kurulduğunu görüyoruz.

Bundan başka, 2002 yılının Şubat ayında, Erivan Yazarlar Evi'nin toplantı salonunda, Roman Episkoposyan'ın Ermenice ve Rusça olarak yayınlanan ‘‘Ulusal Sistem’’ kitabının bir sunumu gerçekleşti. Bu kitap, adı Ermenistan'da hiç kimse tarafından bilinmeyen bir yazara aitti. Bir tür ulusal sistem oluşturmaya başlayabileceğiniz bir araç olarak tasarlanmıştı. Böylece kitapta Türklerden ulus katili, Yahudilerden de "millet yok edici" olarak bahsedilmektedir. Yazar asılsız bir şekilde Holokost’u yirminci yüzyılın en büyük tahrifatı olarak sunuluyordu.

Ermenistan'a Yahudi aleyhtarı duyguların sızması, büyük ölçüde, zor bir ekonomik durumla bağlantılı olarak Ermenilerin Rusya ve Ukrayna'ya göç etmesinden kaynaklanmaktadır. Yahudiler hakkında şimdiye kadar hiç kötü bir şey duymamış olan, anavatanlarına dönen ya da tatile gelen çocuklar ve gençler, Ermeni toplumuna özgü olmayan anti-Semitizm fikirlerini de beraberlerinde getiriyorlar. 2011’de Çiçeklenen Ermenistan Partisine katılan Ermenistan Gençlik Partisi, hatta Rusya Federasyonu'ndan ithal edilen Nazi literatürü bile dağıtmıştı.

Erivan’ın merkezinde bulunan Holokost Anıtı Ermeni barbarlığından nasibini alan en önemli yerlerden birisi… 1999 yılında yeri ayrılmış devamlı olarak Ermenilerin saldırısına uğruyor. Anıt, her birinde Ermenice ve İbranice "Yaşa ve hatırla" yazılmış iki taş levhadan oluşuyor. Levhalar arasında bir nar gösteriş yapar - guya bu meyve zulüm gören iki halkın yaşamını ve yeniden doğuşunu sembolize etmektedir.

İlk ciddi olay Eylül 2004'te - Yahudi Yeni Yılı'nın son gününde kaydedildi. Daha sonra bilinmeyen vandallar, beyaz boya ile taşın üzerine bir haç ve "şeytani" 666 sayısını resmettiler. İlerleyen aylarda levhaya en az dört kez ciddi anlamda zarar verildi.

2010 yılındaysa, tabiri caizse, anıtın üzerine kahverengi boya ile bir gamalı haç çizildi ve arka tarafında Ermenice “Yahudilere ölüm” yazısı yazıldı.

Ermenistan Hahambaşısı Gersh-Meir Burshtein o olaydan sonra vandalizm eylemiyle ilgili şu demeci verdi: ‘‘Ermenistan'da şu anda karşı karşıya olduğumuz son olayın eşi benzeri yok. Eşi benzeri görülmemiş olması, anıtın kendisinin tamamen bir Yahudi anıtı olmaması gerçeğinde yatmaktadır. Hem Holokost hem de 1915 Ermeni Soykırımı kurbanlarının anıtıdır ve ermeniler bu olaya imza atmışlardır.’’(

Ermenistan, 2020 yılında Karabağ ihtilafında ezici bir yenilgi aldı ve Rusya’nın ünlü Pravda gazetesi Paşinyan iktidarının Yahudi aleyhtarı duyguları kışkırtmak, başlatıcılarının kontrolünden çıkabilecek tehlikeli bir süreci başlattığını duyurdu.

2021 yılının Şubat’ında aynı anıta tekrardan saygısızlık yapıldı. Uluslararası İnsani Kalkınma isimli STK’nın başkanı Tsovinar Kostanyan, bu bilgiyi Facebook'ta yayarak vandalların kurbanı olan anıtın bir fotoğrafını yayınladı.

Holokost kurbanlarının anısına adanan levhenın üzeri kırmızı boya ile boyanmış, üzerine İngilizce Your name is blood (Sizin isminiz kandır) yazısı yazılmıştı.    

Ayrıca, Ermenistan’da Yahudi milletinin temsilcilerine yönelik nefretin ne kadar yaygın olduğunu anlamak için istatistiklere bakmak bile yeterli olcaktır. 2014 yılında Anti-Defarmation League (İftira ve İnkârla Mücadele Birliği - ADL) tarafından yapılan bir anket, Ermenilerin yaklaşık %58'nin anti-Semitizm ve benzeri önyargılar içinde yaşadığını gözler önüne seriyor. Rakamlar, Ermenistan'ın Orta Doğu ve Kuzey Afrika'dan sonra Avrupa'da ikinci, dünyada ise üçüncü en Yahudi karşıtı ülke olduğunu gösteriyor.

2018'de Amerikan Pew Araştırma Merkezi (PRC), Orta ve Doğu Avrupa'da Yahudi karşıtlığının düzeyine ilişkin bir anket gerçekleştirdi. Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi, en yüksek Yahudi düşmanlığı 18 ülke arasında birinci sırada yer alan Ermenistan Cumhuriyeti'nde görülmektedir. Tahmin edebilirsiniz: Mono-etnik cumhuriyetin sakinlerinin %32'si(!) Yahudileri ülkelerinin vatandaşı olarak görmek istemediklerini belirtti.

İsrail, Azerbaycan'ın topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak için modern silahlar satın aldığı ülkelerden biri olduğu için, durumun İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra daha da kötüleşmesi mümkündür. İsrail Diaspora Bakanlığı'nın 2020 yıllık raporu, Yahudi düşmanlığında tehlikeli bir artışa dikkat çekti. Vandalizm eylemleri, Yahudi halkına yönelik hakaretler, Ermenilerin Holokost anıtlarına ve anıtlarına saygısızlık etmesi en bariz örneklerdir.

Güney Kafkasya'da Yahudi aleyhtarı ve neo-Nazilerin adlarını taşıyan yerlerin sadece Ermenistan'da bulunduğunu ayrıca belirtmeliyiz. Dikkat ediniz, "Dro" takma adıyla bilinen silahlı "Taşnak" terör örgütünün bir aktivisti olan Drastamat Kanayan isimli 30.000 Yahudi'nin öldürülmesine suç ortaklığı yapmakla suçlanan birisi tarih kitaplarında okutuluyor. Ayrıca Ermeni eğitim kurumlarının müfredatında "Njdeizm" adı verilen faşist ideolojiye yer verilmekte.

Njde'nin kitapları Ermenistan'da, bayramlarda, sergilerde, "kültürel aktiviteler"de sergileniyor.. Monoetik görüşlere bağlı Ermeniler, "Böyle kahramanlar varsa, kitaplar da olacak. Sonra yeni nesiller bu kitapları okuyacak ve bu onların yeni başarılarına ilham verecek" diyorlar. Ermeniler ayrıca "Nzhdeapatum" kitabını da yayınladılar. Bu, bir Nazi suçlunun hayatı, eserlerinden ve düşüncelerinden parçalar hakkında bir materyal koleksiyonudur. Bu kitapta, son zamanlarda Njde figürüne, özellikle de “bıraktığı ideolojik mirasa” artan bir ilgi olduğunu vurgulayarak, ona filozof demeye bile cüret ettiler.

Üstelik Ermeniler, Nazizmi yüceltme konusuna çok duyarlı oldukları Rusya'da bile Njde'yi tanıtma cesaretine sahipler. Örneğin, 28 Ocak 2022 tarihinde, Rusya Ermenileri Birliği'nin (SAR) en büyük provokasyonu nedeniyle Rusya Federasyonu'nda bir skandal patlak verdi. Ermeni lobisi, Holokost kurbanlarını anma günlerine az bir süre kalmış, Auschwitz'in kurtuluşu, Leningrad'ın Alman-Finlandiya ablukasından kurtuluşu, SSCB halklarının soykırımını resmen tanıma girişiminin geniş bir tartışması yaşanırken faşist Garegin Njde hakkında bir film çekmeye karar verdi. Üstelik bu, Rusya Ermenileri Birliği (SAR)'nin bulunduğu Sovyet Ordusu sokağında gerçekleşti.

Sonuç olarak, günümüz Ermenistan'ı dünyada en çok anti-Semitizm çağrılarının yapıldığı ülke haline gelmiş durumda. Dünya huzur, barış ve istikrar içinde yaşamağa gayret ederken, görüldüğü üzere Ermenistan’ın anti – Semitik eğilimler içinde olması bir gerçek. Ve bu gerçeğin ışığında bu ülkenin neden tekuluslu bir devlet haline geldiği de gayet net bir biçimde anlaşılmaktadır.