LPG fiyatlarının artışına yönelik gösterilerin hızla polisle çatışmaya, kamu binalarını yakmaya ve yağmaya dönmesi gözleri hayretle Orta Asya’nın istikrar adası olan Kazakistan’a çevirdi. Protestolar 2 Ocak’ta doğal kaynak, büyük endüstri ve geniş işçi kesimlerinin olduğu Batı Kazakistan’ın Mangistau eyaletinin Janaözen kentinde başladı.

Salgın döneminde sosyo-ekonomik durumun kötüleşmesinin zenginliğin üretildiği ve muhalifliği ile bilinen Batı Kazakistan’da protestolara dönmesi ülke uzmanlarınca şaşırtıcı bulunmadı.

2011, 2015 ve 2019’da da benzer protestoların olduğu hatırlatıldı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, göstericilerin istediklerini karşılamasına rağmen durmayan şiddet karşısında perşembe günü Kolektif Güvenlik Konseyi’nden (KGAÖ) yardım istedi.( Kaynak)

Daha önce Kırgızistan’ın benzer talebine olumlu bakmayan KGAÖ, 2500 askeri “hayati tesislerin korumasına yardımcı olmak” amacıyla Kazakistan’a gönderdi. KGTÖ üyesi olan Ermenistan da bu süreçte 70’ yakın askerle bu sürece katıldı. Ama, Ermeni toplumu, sivil toplum örgütleri ve insan hakları aktifistleri bu olaylardan baya rahatsız.

Faktyoxla Lab. olarak Ermeni toplumunun Kazakistan’a barış gücü göndermekle ilgili düşüncelerini araştırdık.

Siyasi analist Robert Ghevondyan, CSTO'nun askeri bir blok değil, bir iç polis yapısı olduğunu açıkça gösterdiğine inanıyor. Ona göre, Rusya ile ilişkileri bozmamak için daha önce Ermenistan'ın üyeliği resmi olsaydı, şimdi tehlikeli hale geliyor:“Tek bir Ermeni askeri, hiçbir koşulda ve hiçbir zaman Kazakistan'a gitmemelidir. Bu, 1991'den beri sahip olmadığımız Ermenistan devleti için bir tehdittir. Kazakistan'a bir Ermeni askerinin gönderilmesi emri verilmesi durumunda, Ermenistan hükümetinin meşruiyeti sorgulanacak ve bu Erivan için öngörülemeyen sonuçlar doğuracaktır."

Siyaset bilimciye göre, Kazakistan halkının kendi seçimini yapma hakkı var ve Ermenistan'ın bu sürece "burnunu sokmak" için ahlaki veya başka hiçbir yükümlülüğü yok.( Kaynak)

Ermenistan'ın eski Kazakistan Büyükelçisi Ara Sahakyan, Sputnik Ermenistan'a verdiği demeçte, Nursultan Nazarbayev tarafından temsil edilen Azerbaycan'ın CSTO'daki en iyi patronunu kaybettiğini söyledi. Resmi olmayan kamu düzeyinde ve medyada Azerbaycan, CSTO'nun Kazakistan'daki duruma müdahalesini olumsuz algıladı.

Sahakyan, "Azerbaycan en iyi hamisi olan Nursultan Nazarbayev'i kaybediyor. Bakü (şimdi bunu yapıyorlar) bir an önce reform yapmalı, Kazakistan ile olan politikasını yeniden gözden geçirmeli" dedi. Ona göre Azerbaycan çok önemli bir şeyin olduğunu anlıyor, sürecin dışında kalıyor. Bakü'nün önündeki görev Kazakistan'ı hiçbir şekilde kaybetmemektir. Ankara da aynı zorlukla karşı karşıya. Ermeni barış gücü gönderme gerçeğinin Ermeni toplumunun durumu üzerindeki etkisine gelince, bu, olayların genel sonucuna bağlı olacaktır. Barışı koruma görevlileri olumlu bir rol oynarsa ve toplum tarafından kabul edilirse, bu gerçeği minnetle kabul edecektir.

Ermeni yetkililer beyan edilen ilkelere karşı çıkıyor

Genellikle, aynı anda olmasa da, gerekçeye bakılmaksızın, belirli bir ülkeye birliklerin sokulması, o zaman kesinlikle spekülasyon için büyük bir neden olarak hizmet eder.

Sahakyan, "Ben sonuçları doğru değerlendiremem ve pek kimse de edemez. Küçük bir Ermeni birliği, o zaman bu konu spekülasyon konusu olabilir." dedi.

Tokayev'in Nazrbayev ailesini devirerek gücü pekiştirdiği artık açık. Ancak yaşananların gerçek nedenleri ve Rusya, Çin, ABD ve Türkiye'nin olası rolü hakkında konuşmak için henüz çok erken. Durum istikrara kavuştuktan sonra çok şey netleşecek.

Sahakyan'a göre, Ermenistan'a barış gücü gönderme kararı, geçmişle "sorunları" olan yetkililer tarafından alındı. Mevcut liderlik, realpolitik taraftarı olarak iktidara gelirse, o zaman barış gücü getirme konusunda mevcut ihtiyaca başvurabilirler.

Ama iktidara “değer” ilkeleriyle geldiler. Siyasetin kalbinde demokrasinin değerleri vardı - özgürlük, egemenlik, halka hesap verebilirlik, eşitlik ve adalet.

Sahakyan, "Devrimcilerin mevcut politikasının sloganlarıyla hiçbir ilgisi yok, onlarla çelişiyorlar (KGTÖ ve Avrasya Ekonomik Birliği ile ilgili olanlar dahil). Bence mevcut rejim, insanların biyografilerini yalnızca 2018'den beri algılaması için her şeyi yapıyor." diye konuştu.

Sahakyan, Kazakistan'daki durum ile 1 Mart 2008'de Erivan'daki olaylar arasındaki paralelliklerin Ermeni makamlarını bir kabus gibi yakalayacağına inanıyor.( Kaynak)

“Kazakistan asla Ermenistan’a göre örnek bir müteffik olmadı ve KGTÖ’nün üyesi olmasına ragmen, Ermenistan’ın ve Ermeni milletinin azılı rakipleri olan Azerbaycan ve Türkiye’yi hep destekledi.’’

Bu sözleriyse Ermenistan’ın “Ermeni Kartalları: Bütün Ermenistan” partisinin genel başkanı Haçik Asryan yaydığı bildiride dile getirdi. Onun sözlerine göre, KGTÖ bünyesinde Ermenistan’ın barış gücünün Kazakistan’a girmesi çok doğru karardı.

“Evet, KGTÖ bünyesinde Ermenistan barış gücünün Kazakistan’a girmesi çok doğru bir karardı, zira KGTÖ Kazakistan’da sadece teröristlere ve ayrılıkçı birliklere karşı mücadele ediyor, Kazak halkının güvenliğini temin ediyor’  diye Asryan sözlerini tamamladı.( Kaynak)

Ermenistan'ın sınırlı sayıda da olsa KGAÖ birlikleri çerçevesinde Kazakistan'a girmeyi kabul etmesi, tabii ki Ermenistan'ın dış politikasını, Sovyet sonrası Rusya önderliğindeki yapılara daha da bağlı hale gelmesi anlamında etkileyecektir.

Ermeni siyasi analist Hovsep Khurshudyan'a göre, Ermeni yetkililerin Kazakistan'a asker gönderme kararı oldukça yanlıştı. Khurshudyan bu kararın Ermenistan’daki sivil toplum örgütleri tarafından da kınandığını açıkladı.

"Kendini otokratlar kulübünde bulan Paşinyan'ın hala demokrat gibi kendisini göstermesine yönelik Ermeni sivil toplumunun eleştirisi anlaşılır ve yerindedir. Liberal Rusya toplumundan ve Batı'dan gelen eleştiri anlaşılmazdır bana göre. Ermenistan kendisini zor duruma soktu. Tam olarak Batı’nın kayıtsızlıkları nedeniyle Ermenistan şuan Rusya'ya bağımlı, hiç kimse Türkiye ve Azerbaycan'ın saldırganlığını durdurmadı. Savaş durdurulursa ve çatışma az çok kabul edilen Madrid ilkelerine göre çözülürse, o zaman Dağlık Karabağta, "Kafkas Düğümü"nün artık Rus değil, uluslararası barışı koruma görevlileri olacağını" belirterek, böylece Ermenistan'ın Rusya'ya olan bağımlılığının daha az olacağını ve ülkenin egemenliğinin bu kadar kısıtlanmayacağını da sözlerine ekledi.

ABD ve Fransa da çatışmaya barışçıl bir çözümün garantörü olmadılar. Ve Khurshudyan'a göre Rusya, bu savaşın dışında kendi rızasıyla kaldığı için bu savaşta tamamen suç ortağı şuan.

"Rusya, KGAÖ ve diğer anlaşmalar da dahil olmak üzere müttefikini desteklemedi, aslında Ermenistan'a ihanet etti. Ermenistan yalnız kaldı.’’

Khurshudyan, KGTÖ birliklerinin Kazakistan'dan çekilmesini olumlu bir adım olarak nitelendirdi. Tokayev'e baskı yapanın Batı olduğuna ve onu CSTO güçlerinin Kazak içi ihtilafın çözümüne daha fazla katılımını reddetmeye zorladığına inandığını belirtti. Ona göre bu çekilme olayı, bu bölgedeki her şeye Rusya tarafından karar verilmediğini, Tokayev'in dinlediği Kazakistan'da Batı'nın hala kendi sesine sahip olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Khurshudyan'a göre Putin'in hedeflerinden biri Ermenistan'ı bu operasyona dahil etmekle Batı ile aralarını açmak ve ilişkilerini daha da kötüleştirmekti. Aynı metodolojiye göre Putin, Türkiye'yi ve Erdoğan'ı Avrupa'dan ve Batı'dan uzak tutmaya, silahlarıyla silahlandırmaya ve orada bir nükleer santral kurmaya çalışıyor. Sadece Türkiye örneğinde, bu çok büyük Rus kaynakları ve Rusya'nın vergi mükellefleri pahasına ödediği büyük bir bedel gerektiriyor. Ve Ermenistan örneğinde, bu tür harcamalara ihtiyaç asla yok, çünkü Rusya onu öyle bir bağımlılığa sürükledi ki, herhangi bir tercih olmaksızın, Dağlık Karabağ da dahil olmak üzere Ermeni çıkarlarına ihanet etmeye devam ederek, onu Batı'dan uzaklaştırıyor.’’(Kaynak)

Öte yandan, Erivan’da Ermeni barış gücünün Kazakistan’a girmesi büyük kaygı da uyandırıyor. Ermeni siyaset bilimci, oryantalist Sergeı Melkonyan mevcut koşullar altında, KGAÖ birliklerinin Alma-Ata'ya girmesi Kazakistan vatandaşları tarafından bir müdahale olarak algılanacak olmasından rahatsız.

Sergei Melkonyan, Erivan'ın Kazakistan'daki CSTO barışı koruma misyonuna katılımıyla durumu anlamak için önemli olan birkaç faktöre dikkat çekti. Melkonyan, herhangi bir siyasi karar alırken Erivan'ın ulusal çıkarlardan hareket etmesi gerektiğini belirtiyor. Bu durumda, Ermenistan'ın protestoların şiddetle bastırılmasına katılması, Kazakistan'da bir Ermeni karşıtı duygu dalgasına neden olabilir" diye telegraf kanalında yazdı.

Ayrıca siyaset bilimcinin de hatırlattığı gibi, bundan tam üç yıl önce Kazaklar ve Ermeniler arasında etnik zeminde bir çatışma zaten vardı.

Melkonyan'a göre, Kazakistan'da on binlerce Ermeni yaşadığı göz önüne alındığında, Erivan'ın tüm riskleri hesaba katması gerekiyor. Ona göre Ermenistan, Kazakistan karşısında yeni bir düşman ediniyor gibi görünüyor.(Kaynak)

Görüldüğü üzere, Ermeni barış güçlerinin KGTÖ Örgütü bünyesinde Kazakistan’a girmesi Ermeni toplumunca pek te olumlu karşılanmadı. Ermenistan toplumundaki genel geçer düşünceye göre, Başbakan Paşinyan bu süreçte de sınıfta kaldı ve ne yapacağını bilemedi.