Batı medyasının yazdığına göre, Karabağ’da yaşayan Ermenilere yönelik korku devam ediyormuş. Fransız Ulusal Meclisi Üyesi Valerie Boyer, bu konuyu Facebook sayfasında, Pirler, Faruk ve Hanabad köylerinin bombalanmasından bahseden Fransızca Nouvelles d'Armenie (Ermenistan Haberleri) dergisinin yayınına atıfta bulunarak yazdı.

‘‘Dehşetin hiyerarşisi olamaz.’’ – diyen Fransız parlamenter, Karabağ Ermenilerinin ‘‘trajedisi’’ karşısında sessiz kalamayacağımızı vurguladı.

Faktyoxla Lab. olarak sürekli olarak Ermeni disasporasıyla hareket eden Fransız milletvekilinin gerçek kimliğini ortaya koymak amacıyla bazı incelemeler gerçekleştirdik.

Valerie Boyer’in kimliğiyle ve söylemleriyle ilgili bilgi vermeden önce şunu belirtmemizde fayda var. Azerbaycan Ordusu’nun tarihi topraklarını geri aldığı kırk dört günlük Vatan Savaşı’ndan sonra büyük yenilgi alan Ermenistan’da bazı güçler hala sık sık güya Azerbaycan’ın bölgedeki durumla ilgili provokatif, spekülatif haberler yayıyorlar. Zaten Azerbaycan Savunma Bakanlığı da Ermenilerin yaydığı, bayan Boyer gibilerin de dünyaya duyurduğu asılsız haberlerle ilgili geçtiğimiz hafta bir bildiri yayınlayarak Azerbaycan Silahlı Birliklerinin Pirler köyüne ateş etmesiyle ilgili Ermeniler tarafından yayılan haberlerin tamam asılsız olduğunu duyurdu.

Marsilya’nın Ermeni kökenli Belediye Başkanı Didier Parakian’ın seçim kampanyasında “Bizim Ermeni prensesimiz. Davamız için cesurca savaşıyor” dediği  Valerie Boyer sürekli olarak Ermeni savunucusu olarak karşımıza çıkıyor. Sözde Ermeni soykırımını inkar yasasını her sene ısıtıp ısıtıp Fransa Parlamentosu’na sunan, Fransa’da 2020 yılında düzenlenen yerel seçimlerde Eşitlik ve Adalet Partisi (PEJ) de Fransız-Türk topluluğunu temsil ettiği gerekçesiyle seçimlere katılamaması teklifine cani gönülden katılan ve daha da ileri giderek “Doğrudan Erdoğan’ın partisi olan Eşitlik ve Adalet Partisi’nin Fransa’da seçimlere katılmaması gerekiyor” – diyen, 29 Eylül 2020 tarihinde, yani II Karabağ Savaşı’nın ikinci gününde “Yeni bir soykırıma tanık oluyoruz. 1915 soykırımı ile ilgili tarihsel ve evrensel bir sorumluluğumuz var.” şeklinde tweet atan, babası Cezayir, annesi Tunus doğumlu olmasına ve o coğrafyada Fransa’nın onca soykırım yapmasına ragmen, daha önce Hürriyet Daily News gazetesine verdiği demeçte “Aile kökenlerim Cezayirli. Ancak Cezayir’de hiçbir şekilde soykırım yaşanmadı” - diyecek birisinden bahsediyoruz.

Valerie Bovyer’in Ermeni sevgisi o denli güçlü ki, kendisi Merkez sağın Cumhurbaşkanı adaylığını kazanan François Fillon’un zaferini anlatmak üzere devlet kanalı France-2'ye çıkarken boynundaki 'Ermeni haçı' dikkatleri çekmişti. Kolyeyi önce yana çeviren, sonra düzelterek açıklamalarına devam eden Boyer, bu tutumundan dolayı “din ve devlet işlerinin ayrı olmasını gerektiren 1905 tarihli Laiklik kanununa aykırı davrandığı gerekçesiyle” internetten eleştiri yağmuruna tutulmuştu

Milletvekili seçilmeden kısa bir süre önce Fransız-Ermeni Dostluk Derneği’nin başkan yardımcılığı görevine getirilen Boyer 2010 yılında yasadışı yollarla Dağlık Karabağ’ı ziyaret etmiş ve bu nedenle Azerbaycan ile Fransa arasında diplomatik kriz yaşanmasına neden olmuştu. Marsilya’daki Ermeni lobisinin oylarıyla milletvekili seçilen Valerie Boyer o dönemde yaptığı konuşmada “Ermenilerin çıkarlarını Fransa, Avrupa ve tüm dünyada savunacağım. Ermeni halkının ulusal ve uluslararası alanda sözcüsü olacağım” demişti. Türkiye’ye nefretini asla saklamayan Fransız milletvekilinin söylemleri hala akıllarda: “Uluslararası alanda ise Türkiye’nin AB’ye girmesine kesinlikle karşıyım. Bu ülke Asya kıtasında bulunuyor ve 20’nci yüzyılın en büyük soykırımını yapmış. Bu yüzden bizim inşa ettiğimi insan haklarına dayanan Avrupa’da yeri yok.” 

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununu çözmek için kurulan AGİT Minsk Grubunun, 28 yıldır çözüm üretmeyen Eş Başkanı olan Fransa'nın BM kararını çiğneyerek tarafsızlığını kaybetmesinden sonra Azerbaycan’ın Türkiye’nin de manevi desteğiyle topraklarını işgalden kurtarmasını hazmedemeyen bayan Bayer II Karabağ Savaşı sürerken, attığı tweette “Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki ilerleyişine karşı koymak, aynı zamanda Türk İslamının Avrupa’da yayılmasına engel olmak anlamına geliyor. Bu hafta Senato’ya Dağlık Karabağ’ın tanınması ve Türkiye ile Azerbaycan’ın eylemlerinin kınanması için teklif sunacağım” ifadelerini kullanmıştı. 

Şuan Fransız Senatosu Fransa-Ermenistan Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı görevini yürüten Boyer 2022 yılının başında Fildmedia dergisine verdiği röportajda, ülkedeki durumun birçok nedenden dolayı son derece zor olduğunu, 44 günlük savaşta birkaç bin Ermenistan’ın genç nüfusunu kaybettiğini  belirterek Ermeniler için adeta gözyaşı dökmüştü: “Tamamen asimetrik bir savaştı, Azerbaycan'ın toplam silahlanma bütçesinin Ermenistan'dan daha yüksek olduğunu unutmamalıyız. Ayrıca Ermenilerin etrafı düşmanlarla çevrilidir”

Boyer’e göre, Ermenistan Avrupa'dan yardım bekliyor, ancak sadece kendilerine ve diasporanın desteğine güveniyorlar.

‘‘Biz Avrupalılar, Fransızlar, bir demokrasi ülkesi olan Ermenistan'a yardım etmeliyiz. Burası kültürüyle, müziğiyle, diliyle kendisi medeniyet olan bir ülke. Bu, diasporanın kök salmayı başardığı her yerde parlayan, küçük sayısına rağmen büyük bir ulus” dedi.

Boyer 44 gün savaşı değerlendirirken,  iyice haddini aşarak “Bu savaş AB'nin kapısını çalan, göçmenlere şantaj yapan, Birlik ülkesini (Kıbrıs)(?!) işgal eden, soykırımı inkar eden ve suç işleyen Türkiye'yi de ilgilendirdiği için asla yerel bir çatışma değil.” Diye Türkiye’ye saldırmağı da unutmadı. (Kaynak)

Valerie Boyer geçen senenin sonunda Türkiyeyle Azerbaycan’ı birleştirecek olan Zengezur Koridoru Projesi’ne karşı çıkmış ve Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Meclisi (Parlamento) basın servisine verdiği röportajda bunun "cezasız kalan soykırımın devamı" olduğunu söylemişti.

Fransız senatör, aslında ayrılıkçı "Artsakh"ın Azerbaycan topraklarında tekrar diriltilmesini ve Azerbaycan topraklarının yeniden işgal edilmesini talep eden kışkırtıcı bir açıklama yapmağı da unutmamıştı:

“Ermenistan'daki mevcut durum uluslararası toplum tarafından kabul edilemez. Çatışma donduruldu, ancak çözülmedi. Azerbaycan'ın Minsk Grubu'nu artık görmezden gelme girişimleri kabul edilemez. Bugün Minsk Grubu'nu Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri çözecek bir platforma dönüştürmeye çalışıyorlar. Amaç, İran ile olan tek sınırı keserek Ermenistan'ı boğmaktır. Benim bakış açıma pek çok muhalif var ve birçoğu görünüşte ciddi karşı savlar sunmaya çalışacak, ama beni ilgilendirmiyorlar.

Bu cezasız soykırımın devamıdır. Durumu etkilemek için elimizde çeşitli araçlar var. Birincisi diplomatik yol: Geçen yıl 25 Kasım'da Senato ve 3 Aralık'ta Ulusal Meclis "Artsakh"ın tanınmasına ilişkin kararları kabul etti. İkincisi ise “Artsakh” ile onun hukuki statüsü hakkında konuşulmasını sağlayacak bir dostluk grubu oluşturulmasıdır. AB içinde başka enstrümanlarımız da var. Minsk Grubu üyesi olan Fransa tarafsızlıktan çıkıp duruma objektif bakmalıdır. Aksi takdirde, saldırgan ile saldırı mağduru, soykırım uygulayanlar ve soykırıma maruz kalanlar arasında hiçbir fark olmayacaktır.’’

Fransız milletvekili yine Türkiye’ye saldırmaktan geri durmadı: ‘‘10 milyon nüfuslu Azerbaycan'a, 80 milyon nüfuslu Türkiye'ye karşı 3 milyonluk Ermenistan'ı yalnız bırakamayız. Çok yakında AB başkanlığı Fransa'ya geçecek. AB Başkanlığı olarak Fransa'nın emrinde çeşitli araçlar olacaktır. NATO üyesi bir devletin sadece Karabağ’a değil, Ermenistan'a da saldırması kabul edilemez. Elbette elimizdeki araçlar sınırlı ama insan hakları, savaş esirleri, kültürel miras gibi sorunlar ortaya çıktığında bunları azami ölçüde kullanmak bizim için bir onur meselesidir. (Kaynak)

Görüldüğü üzere, verdiği her demeçte, Ermeni yanlısı açıklamalarıyla dikkat çeken, Türkiye ve Azerbaycan’a karşı kin ve nefret kusan Valerie Boyer’in Azerbaycan Silahlı Birliklerinin Pirler ve onun çevresindeki civar köylere ateş etmesiyle ilgili açıklaması tamamen yalan üzerine kurulmuştur. Ermeni lobisinin Fransa Parlamentosu’ndaki sözcüsü konumunda olan bayan Boyer’den de zaten başka bir söylem beklenemezdi.