Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Antalya'daki bir diplomatik forumda konuşan Azerbaycan'ın çatışma sonrası aşamadaki barışı koruma çabaları hakkında konuştu. Ülkemizin Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerini normalleştirmek için attığı adımlara, Ermenistan ile barış anlaşması imzalamaya hazır olduğumuza dair en üst düzeyde açıklamalara rağmen, geçtiğimiz dönemde Ermenistan'dan herhangi bir yanıt gelmediği kaydedildi. Birkaç gün önce Azerbaycan, Ermenistan'a iki devlet arasındaki ilişkilerin kurulmasına ilişkin temel ilkelere dayanan bir teklif sundu. İki devlet arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için aşağıdaki beş temel ilkeyi yansıtır:

- Devletler tarafından egemenlik, toprak bütünlüğü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığı ve birbirlerinden siyasi bağımsızlıklarının karşılıklı olarak tanınması;

- Devletlerin birbirlerine toprak iddiasında bulunmadıklarının karşılıklı olarak teyidi ve böyle bir iddianın gelecekte getirilmeyeceğine dair yasal bir yükümlülüğün kabul edilmesi;

- Devletlerarası ilişkilerde birbirlerinin güvenliğini tehdit etmekten, siyasi bağımsızlığa ve toprak bütünlüğüne karşı tehdit ve güç kullanmaktan ve BM Şartı'nın amaçlarına uygun olmayan diğer durumlardan kaçınmak;

- Devlet sınırlarının sınırlandırılması ve sınırlandırılması, diplomatik ilişkilerin kurulması;

- Ulaştırma ve iletişimin açılması, diğer ilgili iletişimlerin kurulması ve diğer karşılıklı çıkar alanlarında işbirliğinin kurulması.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'na göre, iki ülke yoğun, esaslı ve sonuç odaklı müzakerelerin ardından ikili bir barış anlaşmasına varabilecekleri bu temel ilkeler üzerindedir.( Kaynak )

Faktyoxla Lab. olarak Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’nın Ermenistan'a sunduğu iki devlet arasındaki ilişkilerin kurulmasına ilişkin 5 maddelik teklif paketinin bu ülkedeki yansımalarını araştırdık.

Genel olarak uzmanlar Azerbaycan’ın görüşmelerin geleceğiyle ilgili oldukça net tavır sergilediğini, Ermenistan’ın bu dakikadan sonra teklif paketini kabul etmekten başka çarelerinin olduğunu düşüyorlar. Ama ortada bir konu daha var: eğer Ermenistan bu şartları kabul ederse, diplomatik masada elini zayıflatacak. Örneğin, siyasetbilimci Artur Kazaryan şuan Azerbaycan’ın onlara kabul edilemez bir ültimatom verdiğini düşünüyor. Kazaryan’a göre, birkaç ay önce muhalefet Azerbaycan'a karşı ülke çapında direnişten bahsettiğinde ve yetkililer kayıtsız kaldı. Sonuçsa düşman ülkenin(yani Azerbaycan’ın) tüm sınırları aşarak Ermenistan'a, kendi menfaatine uygun beş maddelik bir teklif sunması oldu. Aysor.am sitesinin muhabirine verdiği demeçte Kazaryan bu teklifin kabul edilemez bir ültimatom olduğunu söyledi.

Artur Kazaryan

"Devlet olarak durumu bu noktaya getirdik. Azerbaycan, Rusya-Ukrayna ihtilafının koşullarından yararlanarak, Rusya Federasyonu'nun ağırlıklı olarak bununla meşgul olduğunu görerek, bizimle ültimatom diliyle konuşmaya ve bize bazı teklifler sunmaya çalışıyor. Ancak bu öneriler barışa yol açmayacaktır. Bu gerçeği görmemiz gerekiyor.

Muhalefet, iştahın yemekle geldiğini ve yetkililerin temsil ettiği barışın gelmeyeceğini söylediğinde, bugünü kastetmişlerdi” - dedi.

Artur Ghazaryan'a göre, Ermeni yetkililer, istikrarlı bir barış adına Azerbaycan ile anlaşmaları bir uzlaşma olarak topluma sunmaya çalışıyorlar.

“Ne yazık ki, bu görünüşte bir hayal dünyası ve Ermenistan'ın geleceği sisli. Bugün şimdiden görünüşte barışçıl bir gelecekle karşı karşıyayız. Ama bunun karamsar bir gelecek olduğunu da unutmamalıyız, umutsuz bir durumdayız ve bunun sonuçlarının çok acı olacağı her gün daha da ortaya çıkıyor.

Doğru hedefi seçemiyoruz ve doğru hedef Türkiye-Azerbaycan tandemidir. Bu ikilinin temel amacının Ermenistan'ı yok etmek olduğu gerçeğini hepimiz görüyoruz: bu sadece bir zaman meselesi. Bu süreç devam ederse, çok az zamanımız kaldı” – diye sözlerini bitirdi ( Kaynak)

Diğer bir Ermeni siyasetbilimci Andrias Ghukasyansa "Kafkaz Uzel" sitesine verdiği demeçte Azerbaycan tarafının önerdiği ilkelerin ülkeleri birbirine yönlendiren uluslararası ilişkilere tekabül ettiğini, ancak Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının özünden ve çözümü gerektiren hususlardan mahrum kaldığını söyledi.

Ona göre, uluslararası toplum, Karabağ'ın statüsü meselesinin, uzun bir ateşkesten sonra 2020 yılının sonbaharında yeniden başlayan bir savaşa yol açtığını kabul ediyor. Aliyev'in dediği gibi Karabağ sorunu yokmuş gibi davranmak çıkmaz sokaktır. Barışın tesis edilmesi için, Karabağ’ın durumuyla ilgili ortak mutabakata varmağa ihtiyaç vardır, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ halkının (?) kendi kaderini tayin hakkını tanıması gerekir. Karabağ halkının SSCB yasalarına göre sahip olduğu ve uluslararası toplum tarafından tanınan bir hakla ilgili Azerbaycan'ın tekliflerinde bir kelime bile yoktu. Ve bu olmadan, büyük olasılıkla barışçıl bir çözümden ziyade bir çözümün taklidinden bahs edebiliriz” - dedi.

Ghukasyan, Ermenistan'ın Rusya ile AGİT Minsk Grubu'na müzakereleri sürdürme çağrısında bulunma konusunda anlaştığına inanıyor. “Azerbaycan bugüne kadar Rusya ve Türkiye'ye güvenerek ABD ve Fransa'nın çıkarlarını göz ardı etti. Moskova, Ukrayna ihtilafında Bakü'nün desteğini bekliyordu. Rusya, Ermenistan’a karşı savaşta Azerbaycan için çok şey yaptığına inanıyor. Ancak Azerbaycan, Rusya'yı doğru zamanda desteklemedi ve müttefik ilişkiler bildirgesini imzaladıktan sonra, Rusya'nın çıkarlarına karşı Batı ile müzakerelere başladı. Bu nedenle Rusya AGİT himayesinde yerleşimin yeniden başlaması için yeşil ışık yakıyor.”

Siyasetbilimci aynı zamanda Karabağ sorununun çözümünde köklü değişiklikler hakkında konuşmanın erken olduğunu düşünüyor. “Şimdiye kadar Ermenistan, Minsk sürecini yeniden başlatmak için onay aldı. Ancak Rusya bu süreci hem Ermenistan üzerinden, hem de Azerbaycan üzerinden her an yavaşlatabilir. Her şey Azerbaycan'ın nasıl davranacağına bağlı ve iktidarın Rusya’ya iyi davranması durumunda Rusya sorunu tekrar Ermeni çıkarlarının aleyhine çözecektir”.

Konuyla ilgili Kavkaz Uzel sitesine konuşan diğer bir Ermeni siyaset bilimci Tigran Grigoryansa Ermenistan'ın Azerbaycan'ın arabulucular olmadan ikili müzakerelere başlama önerisini rededeceğine inanıyor.

“Geçen gün Ermenistan Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Vahan Unanyan, Ermenistan'ın Azerbaycan ile doğrudan müzakere tecrübesi olmadığını belirtti. Ermenistan, AGİT Minsk Grubu'nun himayesi altında, diplomatik kanallar aracılığıyla çözüm için müzakere etme arzusunu dile getirdi. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması, bir zamanlar Madrid ilkelerinin formüle edildiği Helsinki Nihai Senedinden bahsetmektedir. Ancak bu aşamada, AGİT Minsk Grubu'nun faaliyetleri, Ukrayna krizi zemininde ve ayrıca Azerbaycan'ın anlaşmazlığın çözümüne yönelik yaklaşımları nedeniyle bana gerçekçi gelmiyor” dedi.

Siyaset bilimci, Azerbaycan tarafının önerilerinin, Karabağ sorununun çözümüne yönelik Madrid ilkeleriyle genel olarak hiçbir ortak yanı olmadığına inanıyor. “Madrid ilkelerinde olan bazı unsurlar var. Örneğin, Helsinki Nihai Senedinin ilkesi olan toprak bütünlüğü ilkesi hakkında. Ancak teklif paketi dengeli ve adil bir çözüm ilkelerini içermemektedir. Azerbaycan'ın önerdiği şey, Azerbaycan'ın çıkarlarını dikkate alan bir kapitülasyon anlaşmasıdır. Bu, Ermenistan'ı taviz vermeye zorlayan bir belgedir."

Grigoryan Dağlık Karabağ'daki gerilimin, Azerbaycan'ın Ermenistan'a baskı yapma girişimleriyle bağlantılı olduğunu da sözlerine ekledi.( Kaynak)

Ermenistan ile yapılacak barış anlaşmasının şartları Azerbaycan'ın verdiği bir isimdir, aslında Azerbaycan'dan 5 maddelik bir ültimatom ile karşı karşıyayız.

Bu sözlerse, Kafkas Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan siyaset bilimci ve ekonomist Grant Mikaelyan’ın 5 maddelik teklif paketiyle ilgili düşündükleri.  Siyaset bilimci Hrant Mikaelyan, 5 maddelik öneriyle ilgili basında şimdiden yayınlar yapıldığını söyledi. “Bu, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün tanınması, Azerbaycan'ın 2020'de Karabağ'a yönelik saldırganlığının(?!) onaylanması dahil olmak üzere Ermenistan'dan yeni tavizler anlamına geliyor” dedi.

Ermenistan'ın hangi koşullarda barış anlaşması imzalamayı kabul edeceği sorulduğunda siyaset bilimci şu yanıtı verdi: Bakü'nün önerdiği koşullar altında. Azerbaycan 5 puanlık bir ültimatom verdi. Buna karşılık Ermenistan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarına döndü. Bu, Ermenistan'ın Minsk Grubu'nun faaliyetlerini kapatmaya hazır olduğu anlamına geliyor, çünkü bu, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü onaylandığı için Karabağ sorununu sona erdiriyor."( Kaynak)

Öte yandan, Ermenistan’da hükumete muhalif "5165" hareketi, Ermenistan makamlarından ilişkilerin normalleştirilmesi önerilerine Azerbaycan'a verilen cevabın kamuoyuna açıklanmasını talep eden bir bildiri yayınladı. Hareketin Arminfo'ya ulaşan açıklamasında, Azerbaycan'ın Ermenistan ile barış anlaşması imzalama önerilerinin bir ültimatom dilinde yazıldığına dikkat çekiliyor.

"Bu ültimatomlara rıza göstermek, Karabağ’ın tamamen yalnızlaştırılmasını kabul etmek, onu tamamen kaybetmek ve Azerbaycan'ın iştahını daha da artırmak anlamına gelecektir. Ermeni tarafının devlet işlerinden sorumlu olanların konuya tepkisi muğlak ve kaotik."

Aynı zamanda, "5165" Hareketi, Karabağ sorununun çözümünde, Karabağ halkının iradesini özgürce ifade etme hakkının farkına varmadan çözümü için herhangi bir seçeneğin kabul edilemezliğini vurguladı.( Kaynak)

Başka bir Ermeni uzman Yervand Bozoyan da Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir barış anlaşmasının imzalanması konusundaki müzakerelerin son derece uzun bir süreç içerdiğine ve Dağlık Karabağ'daki düşmanlıkların yeniden başlaması tehdidini hiçbir şekilde etkisiz hale getirmediğine inanıyor.

Sputnik Armenia’ya yaptığı bir yorumda, uzman müzakerelerin birçok tartışmalı konuyu içerdiğini de sözlerine ekledi. Aynı zamanda Bozoyan Azerbaycan’ın da hızlı bir çözüm olmayacağını çok iyi bildiğini söyledi.

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına gelince, siyaset bilimciye göre Erivan, kendisine bir "mazeret" sağlamak için konuyu AGİT Minsk Grubu formatına aktarmaya çalışıyor. Ermeni tarafı, AGİT Minsk Grubu çerçevesinde bir süreç başlatma arzusunun, Azerbaycan'ın Ermenistan'ı müzakereyi reddetmekle daha fazla suçlamasına izin vermeyeceğini umuyor.

Ancak Rusya ile diğer eşbaşkan ülkeler - ABD ve Fransa arasındaki ilişkilerdeki belirli boşluk göz önüne alındığında, Bozoyan'a göre Minsk formatında müzakereleri hayal etmek bile çok zor.

Askeri senaryo hakkında konuşan siyaset bilimci, burada çok şeyin Ukrayna yolundaki olayların gelişimine bağlı olduğunu kaydetti. Ukrayna krizinin dünyadaki kendi kaderini tayin etme taraftarlarının pozisyonlarını büyük ölçüde zayıflattığı ve Rusya'nın buna karşı Batı'yı konsolide ettiği düşünülürse, Azerbaycan'ın Karabağ'da eylemlere başlaması daha kolay olacaktır.

Bakü açısından Rusya, Ukrayna'daki mevzilerini zayıflatırsa, Azerbaycan'ın Karabağ'daki askeri planlarına karşı çıkmaya cesaret edemez. Şimdi siyaset bilimciye göre Azerbaycan, Ukrayna'daki düşmanlıkların nasıl sona ereceğini bilmediği için bekle-gör pozisyonu aldı. Ancak kendisi için uygun koşullar ortaya çıkar çıkmaz, güçlü bir senaryoya gidecektir.( Kaynak)

Görüldüğü üzere, Ermenistan’da iki devlet arasındaki ilişkilerin kurulmasına ilişkin Azerbaycan’ın sunduğu 5 maddelik teklif paketi endişe uyandırmış durumda. Ama, aynı zamanda uzmanların değerlendirmeleine bakılırsa, bu kadar zor durumda olmasına rağmen hala barış ve çözüm sürecine sıcak bakmayan bir Ermenistan var karşımızda. Umarız, Ermenistan tekrar demir yumruğu başı üzerinde görmek istemez.