Ukrayna’nın Bayraktar TB2’leri için kamera tedarikine izin veren Kanada, aynı kameraları Türkiye’ye satmamaya devam ediyor. Azerbaycan’ın 44 günlük savaşta Ermenistan’ın işgal ettiği toprakları kurtarmak amacıyla kullandığı Bayraktar TB2’leri yüzünden Türkiye’ye ambargo uygulayan Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Çarşamba günü yaptığı acıkmayla Kanada’nın Ukrayna’ya 50 milyon dolarlık askeri ve insani bir yardım sağlayacağını kaydederek Batı’nın gerçek yüzünü bir daha ortaya koymuş oldu. Bu paranın bir kısmıyla Ukrayna’nın Bayraktar TB2’lerinde kullanılan WESCAM EO/IR sistemlerinin de tedarik edileceği öğrenildi. Kanadalı kaynaklara göre L3Harris WESCAM tarafından üretilen kameralardan yaklaşık 30-40 adet tedarik edilecek ve Ukrayna’nın hizmetine sunulacak. 

Ukrayna’nın Bayraktar TB2’lerinde Kanadalı WESCAM firması üretimi MX-15D EO/IR hedefleme sistemleri kullanılıyor. Türkiye’ye yönelik WESCAM ambargosunu sürdüren Kanada, son kullanıcısı Ukrayna olan kameraların ihraç iznine izin vermeye devam edecek. Türkiye’nin son kullanıcısı olacağı kameraların satışına ise hala izin verilmiyor.( kaynak)

Ermeni lobisinin baskısıyla II Karabağ Savaşı’nda Bayraktar TB2’lerin kullanımından dolayı Türkiye’ye karşı ambargo uygulayan Kanada’nın Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ bölgesinde devam eden çatışmalarda kullanıldığı iddiasıyla ülkesinin bazı teknolojiler için Türkiye'ye verdiği ihracat iznini geçici olarak durdurduğunu açıklamıştı. (kaynak)

Champagne, açıklamasında, "Son birkaç gündür Kanada teknolojilerinin Dağlık Karabağ'daki askeri çatışmalarda kullanıldığına ilişkin bazı iddialar ortaya atıldı. Bu iddiaları duyar duymaz Kanada Dışişleri Bakanlığına bu iddiaları inceleme talimatı verdim. Kanada'nın sıkı ihracat kontrol rejimine uygun olarak ve devam eden çatışmalardan dolayı, daha derinlikli incelemeye zaman bırakmak üzere Türkiye'ye verilen ihracat izinlerini askıya aldım." ifadelerini kullanmıştı.

Kanada'nın Dağlık Karabağ'daki çatışmalardan endişe duyduğunu belirten Champagne, "Sahadaki durumu derhal istikrara kavuşturmak için tüm tedbirlerin alınması ve bu çatışmanın barışçıl ve müzakereli bir çözümden başka bir alternatifi olmadığı çağrısında bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Daha önce The Globe and Mail gazetesi, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki çatışmalarda Kanada askeri teçhizatıyla donatılmış Türk insansız hava araçlarını kullanabileceğini bildirdi. 2019'un sonunda Ottawa, Kanada Dışişleri Bakanlığı'na göre bölgede "istikrarı baltalayan" Ankara'nın Suriye'deki "Barış Pınarı" askeri operasyonu ışığında Türkiye'ye herhangi bir silah tedarikinin askıya alındığını duyurdu. Yasak Haziran 2021'e kadar geçerli ancak gazeteye göre, bu yılın Mayıs ayında Kanadalı yetkililer, bir Türk drone şirketine rehberlik sistemleri sağlayan Kanadalı bir şirket için istisna yaptı.

Kanada Devlet Başkanı Justin Trudeau 3 Ekim'de yaptığı açıklamada, ülke yetkililerinin Karabağ'daki çatışmada Kanada askeri teçhizatının olası kullanımıyla ilgili soruşturma başlattığını söyledi.(  kaynak)

Rusya Ukrayna savaşı başladıktan sonraysa Kanada'nın Ottawa Citizen gazetesi Kanada'nın Rus ordusuna karşı kullanılması için Ukrayna'ya sağlayacağı drone kameralarının, hükümetin savaşta kullanıldıktan sonra Türkiye'ye ihraç edilmesini daha önce yasakladığı kameralarla aynı olduğunu bildirdi.

Gazeteye göre, Kanada hükümeti tarafından Ukrayna'da insani yardım için sağlanan fonların bir kısmı, daha önce Azerbaycan'a da satılan Ukrayna'nın Bayraktar TB2 silahlı insansız hava araçları için Wescam güvenlik kameraları satın almak için kullanılacak.

Bayraktar TB2’lere uygulanan yasaklara da değinen gazete, "Bu kullanım, ne Kanada dış politikasıyla, ne de Türkiye'nin verdiği son kullanım güvenceleriyle uyumlu değildi" yorumunu yaptı. ( kaynak)

Ne gariptir ki, Türkiye’nin Bayraktar TB2 SİHA ihraç ettiği bazı ülkeler Kanada’dan taviz kopararak WESCAM kameraları kullanmaya devam edebiliyor. Örneğin Fas, tedarik etmeyi planladığı Bayraktar TB2 SİHA’larda kullanılan Wescam MX-15’ler için L3 Harris firması ile anlaşma imzalamıştı. Nisan 2021’de, Fransızca ve Arapça yayın yapan Fas merkezli haber kuruluşu Le Desk tarafından, Fas Silahlı Kuvvetlerinin 13 adet Bayraktar TB2 S/İHA satın almak istediği belirtilmişti. Haberde Fas Silahlı Kuvvetlerinin, Bayraktar TB2 Silahlı İnsansız Hava Araçlarından (SİHA) oluşan bir filo kurulacağı ifade edilmişti. Fas basınında yer alan güncel haberlere göre, ilk Bayraktar TB2 teslimatı 17 Eylül’de gerçekleşti.( kaynak)

Kanada, geçtiğimiz yıl Nisan ayında Türkiye’ye yönelik kamera ambargosunu bir kez daha yürürlüğe koymuş, fakat diğer ülkelere Wescam MX-15’leri satmağı sürdürmüştü. Türkiye, Kanada’nın ambargo kararına sert tepki göstermişti.

Kanada'nın bu adımına tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı kararı 'çifte standart' olarak nitelendirmişti. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada,"Kanada'nın Azerbaycan'ın 30 senedir Ermenistan işgali altındaki topraklarını kurtarmak için verdiği haklı mücadeleyi gerekçe göstererek, bazı askeri ürünlerin ülkemize ihraç izinlerinin askıya alındığına ilişkin açıklaması bu ülkenin çifte standartlı yaklaşımının göstergesidir" denildi.

Açıklamada, "Kanada'nın, bu yüzyılın en büyük insanlık dramlarından birinin yaşandığı Yemen'deki krize askeri olarak müdahil olan ülkelere silah ihraç etmekte herhangi bir beis görmezken ve BM uzmanlarınca hazırlanan raporlarda dahi eleştiri konusu olan bu silah satışlarını bölgesel güvenliğe katkı olarak takdim ederken, bir NATO müttefikine savunma ürünleri ihracatını engellemesinin herhangi bir izahatı olamaz" ifadeleri yer aldı. ( kaynak)

2021 yılının Ocak ayındaysa, Baykar Savunma tarafından yerli ve millî imkânlarla geliştirilen Bayraktar TB2 SİHA, teslimatı Kanada üzerinden durdurulan Wescam yapımı MX-15 kameralardan sonra yeni bir ambargoyla daha karşı karşıya kaldı. Bayraktar TB2’ye yakıt sistemi tedarik eden İngiliz Andair şirketi tarafından 11 Ocak 2021 günü yayımlanan resmi belgeye göre, söz konusu şirket tarafından Baykar’a tedarik edilen yakıt sisteminin teslimatının durdurulduğu açıklandı.( kaynak)

İngiliz Andair şirketinin, Ermenistan Büyükelçiliği’nin talebi üzerine Bayraktar TB2’ler için imal ettiği yakıt valf ve yakıt su tutma sisteminin sevkiyatını durdurmasını havacılık yazarı Tolga Özbek kendi web sitesinde ele almışı. Tolga Özbek haklı olarak soruyordu: ‘‘2. Dağlık Karabağ Savaşı’nda yoğun olarak kullanılan TB2’ler bu ambargodan etkilenecek mi? Geçen yıl(yani 2020 E.N) yaşanan bu gelişmelerde önce Kanada tarafından iki önemli ambargo geldi. Biri kullanılan Rotax 912 serisi motorların imalatçısı Bombardier’den şirketindendi. Bombardier, keşif İHA sistemi olarak kullanılan TB2’nin silahlı hale getirilmesi sonrasında Rotax motor teslimatını durdurdu. Bunu Wescam imalatı MX15 kamera sevkiyatı izledi.

Baykar bu iki önemli adımı TEI imalatı PD170 motoru ve ASELSAN CATS kamerası ile aştı.

Kanada’nın tutumu sonrasında İngiliz şirketin de yakıt valf sistemi konusundaki tutumu da olayın Ermenistan’ın İngiltere Büyükelçiliği talebiyle gelişmesi ilginç bir yaklaşım oldu.’’

Daha sonra Özbek İngiliz şirketinin Ermenilerin ısrarı üzerine sevkiyatını durdurduğu parçalar hakkında şunu söylüyordu: ‘’ Andair, bir çok tek motorlu uçak, ultralight gibi sınıftaki hava araçları için yakıt valfi üretiyor. TB2’de bu valften iki adet mevcut. Yedekli olarak kullanılıyor. Yakıt deposundan motora valf üzerinden yakıt akışı sağlanıyor. Biri tıkanırsa valf bunu kapatıyor, ikinciden akış sağlanıyor.

Diğer parça ise yakıt içindeki özgül ağırlığı daha farklı olan suyu tutuyor. Uçuş sonrasında yakıttaki suyu ayıran bu basit parçadan su bakım ekipleri tarafından alınıyor. Her iki parçanın da değeri 50 dolar.

Baykar’ın bu parçaları tercih etmesinin nedeni, havacılıkta yoğun olarak kullanılması, kendini ispat etmiş olması. Andair, bu konuda alternatifsiz de değil. Dünyada bir çok şirket üretim yapıyor. Hatta Andair’in web sitesine girip bu parçaları kredi kartı ile sipariş de edebiliyorsunuz. Kimse bir şey sormuyor.’’(Kaynak)

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonu sürerken, Batı medyası II Karabağ Savaşı sırasında katil diye nitelendirdiği Bayraktar TB2’leri şimdi öve öve bitiremiyor. Örneğin Bild gazetesi,  Rusya’ya karşı Ukrayna tarafından kullanılan silahlı insansız hava aracı (SİHA) Bayraktar TB2’yi överek ‘umudun silahı’ başlığını kullandı. Bayraktar’ın Ukraynalılara umut verdiği iddia edilen haberde, “Ukraynalılar Rus işgalcilerle alay ederek Bayraktar hakkında şarkılar bile söylüyorlar” ifadelerine yer verildi.

SİHA’lar Azerbaycan’ın Karabağ’ı işgalden kurtarmasında kullanılırken aynı Bild gazetesi ‘Erdoğan’ın katil drone’ manşetini atmıştı.

Amerikan Time, İngiltere merkezli Chatham House’dan Galip Dalay’ın yorumlarına yer verdiği haberde Rusya’ya karşı Türk SİHA’ları överek Türkiye’yi de savaşın bir aktörü olduğunu iddia etmişti.

Time hatta Bayraktar TB2’leri konu alan haberi Twitter adresinde de sabitlemişti.( kaynak)

Rus siyaseti ve tarihi alanında uzman bir stratejist olan Dr. Tuğrul Çamaş Faktyoxla Lab.’a verdiği özel demeçte Batı’nın hep uyguladığı mantığın ‘‘benim tarafım’’, ‘’senin tarafın’’ mantığından öteye gitmediğini söyledi. Stratejist Kanada ve Batı tarafından Karabağ’da Azerbaycan’a verilen destek nedeniyle Türkiye’ye uygulanan ambargonun Ukrayna’da Türkiye’ye karşı uygulanmadığına dikkat çekti. Onun sözlerine göre, biz Batı’nın ikiyüzlü dış politikasına ilk kez şahit olmuyoruz, yüzyıllardır aynı politika sürüp gidiyor. ‘‘Örneğin, kimse Irak’ta, Suriye’de; Karabağ’da yıllarca savaş sürüp gitti, kimse ‘‘işgal var’’ demedi, ama Ukrayna savaşının daha ikinci gününde tüm Batı ayağa kalktı. Konuya aslında biraz geniş perspektiften bakmak lazım bence. Konu Azerbaycan’a SİHA’ları verme, ya da vermeme, Türkiye’ye askeri ambargo uygulama konusu işin sadece sonuç kısmı. Evet, Kanada burada SİHA’lar üzerinden Türkiye’ye bir askeri ambargo uyguluyor, askeri ambargoyu uygulama nedeniyse Azerbaycan’ın Ermenistanca işgal edilmiş kendi topraklarını işgalden kurtarma savaşı verdiği sürede SİHA’ların etkin bir araç olarak Azerbaycan tarafından kullanılması ve Ermenistan ordusuna karşı ezici bir üstünlük sağlaması. Aslında bu bir sonuç. Buraya getiren nedenleriyse aslına bakarsanız bir az geriden alıp bu günlere getirmemiz şart. 2001 yılından sonra dünyada adı konulmamış bir savaş hakim. 11 Eylül 2001’de Afganistan savaşının başlangıcı oldu, 2002 – 2003 yıllarında bölgede II Irak savaşı, yani Körfez Savaşı patlak verdi, 2004-2005 yıllarında turuncu devrimler yaşandı, 2008’te Gürcistan savaşı tarihe damgasını vurdu, 2010 yılında Arap Baharı’nın başlaması, arkasından Rusya’nın Kırım topraklarına girmesi, Ukrayna’nın doğusunda Donbas ve Lugansk bölgelerinde iki sözde Cumhuriyetin kurulması. İşte bütün bunlar adı konamamış 2001 tarihinde başlayan savaşın topyekun parçaları. Bu savaşın temelinde Batı’nın demokratikleşme sloganıyla yürüttüğü yayılmacı dış politika yatıyor. Burada ülkeler ve rejimler Batı dış politikasına uygun menfaatler çerçevesinde dizayn ediliyor. Batı’nın menfaatlerine uyumlu rejimler görevine devam ederken, uyumsuz olanlar yerlerinden ediliyor, halk hareketleri, devrim hareketleri, sokak hareketleriyle iktidarlarına son veriliyor.

Dikkat ederseniz, NATO da eşzamanlı olarak genişliyor. Şimdi NATO’nun bu sınırı genişleyerek Beyaz Rusya ve Ukrayna’ya kadar gelmiş durumda. Bu genişleme Rusya sınırlarına kadar dayandı. Aşağıda Arap Baharıyla gelen bir savaş rüzgarı Türkiye’nin kapılarına kadar geldı. Suriye, Irak gibi ülkelerin karışmasından bu rüzgarı bekleyen bir ülke daha vardı: Ermenistan. Batı’nın 2001 yılında başlayan adını konmamış savaşın nihai sınırı Kafkasyaydı. Kafkasya’ya grince ne olacaktı: bu coğrafyada Batı’nın taşeronluğunu yapan, uzun yıllar boyunca Batı’nın taşeronluğuna ümit eden bir Ermenistan buradaki haritaların kendi lehine dizayn edilmesine çalıştı. Yapısı gereği Batı’nın bu yayılmacılık politikası Rusya, Türkiye gibi ülkelerin sınırında geldi, bu sınırları geçemedi, ama bu sınırlara yakın bölgelerde, özellikle de Karabağ’da bir savaş ortaya çıktı. Bu savaşta Azerbaycan ordusunun yapısı itibariyle ciddi bir üstünlüğü söz konusuydu. Zaten Ermenistan’da kendi insanını bile sosyoekonomik açıdan tatmin edecek durumda değildi. Dışarıdan İran ve Rusya’dan aldığı desteklerle ayakta duruyordu. Ama bir de Amerika’da ve Kanada’da yaşayan Ermeni lobisi var, bunları da gözardı etmemek lazım. Bu Ermeni lobisi Ermenistan’ın Batı’nın dış politikası doğruştusunda yeni bir siyasi ve kültürel sürece girmesini bekliyordu, ama Kafkasya Batı için ulaşılabilir bir nokta değildi. Bu süreçte savaşın Ermenistan tarafından tetiklenmesiyle beraber Azerbaycan en azından Ermeniler tarafından işgal edilmiş kendi öz topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak için bir savaş verdi. Bu savaşta Azerbaycan ordusunun en etkili silahlarından bir tanesi de SİHA’lardı. Tabii ki, SİHA’ların sağlamış olduğu üstünlük hem askeri, hem de taktiksel anlamda Ermenistan üzerinde ciddi bir üstünlük sağladı.

Bunu fark eden Amerika ve Kanada’da yaşayan Ermeni lobisi Ermenistan’dan yana bir tavır takınarak SİHA’lara bu kameraları satan Kanada hükumetine bir baskı uygulamaya başladı. Kanada hükumeti de Ermeni lobisinin bölgedeki gerçekliği yansıtmayan söylemlerine inanarak böyle talihsiz bir karar aldı. Elbette ki, yanlış bir karardı. Ermeni lobisi yüzünden Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı karşısına almak bir devletin dış politıkasında yapılabilecek en büyük hatalardan bir tanesiydi.

Ama tüm bu yaptırımlara, çifte standartlara rağmen, Azerbaycan bu savaşı zaten ezici bir üstünlükle kazandı. Şuan Ukrayna’da bir savaş var ve görüyoruz ki, Ukrayna’daki savaşta Batı’nın rolü değişti. Bu kez Batı Rusya karşıtı bir Ukrayna fanatizmi kurdu kendisi için. Ukrayna üzerinden Rusya’yı tahrik ederek onun bu ülkeye girmesini sağladılar. Ve şuan Rusya için Ukrayna’da bir Afganistan  oluşturuldu. Burda tabii ki, Ukrayna ordusunun en önemli silahi da tabii SİHA’lar. Ukrayna’yı Rusya’ya karşı destekleyen Batı bu kez kendi dış politikasıyla uyumlu gördüğü Bayraktarların görüntü sistemlerini de Ukrayna’ya vererek prim kazanıyor. Karabağ’da insan kayıpları oluyor diyen Kanada dış politika yetkilileri burdaki insan kayıpları göremiyor mu?! Görüyor tabii... Burdan şunu anlıyoruz: uluslararası alanda gerçekler, doğrular rahatlıkla değişe biliyor. Türkiye’ye karşı ambargoda maksad gerçekten de Kanadalıların söylediği gibi insan kayıplarının karşısına geçmek olmuş olsaydı, bugün aynı kameraların Ukrayna’ya verilmemesi gerekiyordu. Ama burda görüldüğü üzere Batı’nın hep uyguladığı benim tarafım, senin tarafın mantığı var. Kanada ve Batı Karabağ’da Azerbaycan’a verdiği destek nedeniyle Türkiye’ye bir ambargo uyguladılar, tavır sergilediler, ama aynı askeri uygulama Ukrayna’da Türkiye’ye karşı uygulanmıyor. Biz Batı’nın ikiyüzlü dış politikasına ilk kez şahit olmuyoruz, yüzyıllardır aynı politika sürüp gidiyor. Örneğin, kimse Irak’ta, Suriye’de; Karabağ’da yıllarca savaş sürüp gitti, kimse ‘‘işgal var’’ demedi, ama Ukrayna savaşının daha ikinci gününde tüm Batı ayağa kalktı. Demek ki, Batı işine gelince suçlu ilan ediyor, işine gelince masum diyor. Bu ikiyüzlülüğü de biz bu SİHA’ların kamera olayında da net bir şekilde görmüş olduk.’’

Görüldüğü üzere, konu Türkiye ve Azerbaycan olunca olaya çifte standartlarla yaklaşan Batı konu Ukrayna olunca, hemen hümanizm masalları anlatmaya başlıyor. Azerbaycan’ın haklı savaşında Ermenistan’dan yana tavır takınan Batı’nın ikiyüzlülüğü hem Azerbaycan’da, hem de Türkiye’de çok iyi biliniyor.