İran Kacarlar tarihi konusunda uzmanlaşmış Tahran Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Arwin Ghaemian bir süre önce presstv.ir sitesinde, daha sonraysa Türkiye’nin İran yanlısı olduğunu bildiğimiz sitelerinde (7sabah, hurseda, intizar.web) boy göstererek devletinin hangi nedenlerle Ermenistan ile olan ‘‘kadim’’ sınırlarının kapatılmasına müsamaha göstermediğini kendince açıklığa kavuşturdu. Yazıya başlamadan önce bay Ghaemian İran'ın dini lideri Ali Khamenei’nin bir paylaşımından alıntı yapmağı da unutmadı. Hatırlarsanız, Khamenei kişisel Twitter sayfasından yaptığı bir paylaşımla, Ermenistan-İran sınırının kapatılabileceğinden duyduğu endişeyi dile getirmişti. Ali Khamenei, "Karabağ'ın Azerbaycan'a dönmesinden mutluyuz. Ancak İran-Ermenistan sınırını kapatma politikası varsa İran buna karşı çıkar. Çünkü bu sınır birkaç bin yıldır bir iletişim yoludur." – demişti.
Faktyoxla Lab. (Teyyit lab.) olarak sıradan doktora öğrencisi olan Arwin Ghaemian’ın Azerbaycan Ermenistan İran üçgeni içerisinde İran’ın Azerbaycan’a karşı garezli tutumunu araştıran yazısındaki detayları araştırdık.
Öncelikle, şunu belirtmemiz gerekir ki, İkinci Karabağ savaşının ardından Azerbaycan'a yönelik tehdit edici açıklamalarda bulunan İranlı yetkililer, bölgedeki yeni jeopolitik gerçekleri kabul etmediklerini hep dile getirdiler. Ghaemian’ın press.tv’de yazdığı analiz yazısı da İran yetkililerinin basına servis etsinler diye verdikleri tezden başka bir şey değil. Kendisini analist olarak takdim eden kişi yazısına İran’ın dini liderinden yaptığı alıntıyla başlıyor. Bu paylaşımı okurlarımız için bir açalım. Khamenei kişisel Twitter sayfasından yaptığı paylaşımda öncelikle İran-Ermenistan sınırının kapatılmasından bahsediyor. Onun söylediklerinin temelindeki düşünceyi baz alan Ghaemian da yazısında sık sık aynı konulara değiniyor. Oysa ki, 44 günlük Vatan savaşının İran ile Ermenistan arasındaki sınırların kapanmasına değil, bölgede “3+3” işbirliği formatının oluşmasına yol açtığını düşünürsek, Khamenei'nin açıklaması mantıksız görünüyor. Yani Azerbaycan’ın Karabağ'ı işgalden kurtarması, İran-Ermenistan sınırının kapanmasına değil, bölgedeki iletişim ağlarının genişlemesine yol açmaktadır. Uluslararası yaptırımlara maruz kalan İran'ın "3+3" platformuna katılmasının bu ülkeye ancak ekonomik fayda sağlayabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca, bu yılın Mart ayında varılan ikili anlaşmaya göre Azerbaycan'ın batısı ile Nahçıvan arasındaki ulaşım bağlantısının İran topraklarından geçmesi gerekiyordu. Bu da İran'ın bir geçiş ülkesi olarak önemini artırabilirdi. Böyle bir durumda Karabağ'ın özgürleştirilmesi ile İran-Ermenistan sınırını kapatma politikası arasında bir bağlantı kurmak, açık bir şekilde tüm alanlarda Ermenistan’ı desteklemek yerine İran girdiği ekonomik darboğazdan kurtulmak için Azerbaycanla ilişkilerini düzeltmeyi deneseydi, daha iyi olur diye düşünüyoruz. ( kaynak)
Ayrıca, resmi Bakü, İran'ın yaklaşık 30 yıllık bir süre içinde Azerbaycan'ın tarihi topraklarının işgaline sessiz kalmasına, Şuşa ve Erivan'da Azerbaycan Türklerine ait camilerin yenilenip İran camisi olarak etiketlenmesine ve Azerbaycan'ın tarihi topraklarında yapılan soygunlara sessiz kalmasına rağmen komşuluk ilişkilerini sürdürme niyetini defalarca beyan etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, işgalden kurtarılan toprakları ziyaretinde yakın komşumuza güzel mesajlar vererek Hudafar köprüsünü dostluk köprüsü, İran-Azerbaycan sınırını ise dostluk ve kardeşlik sınırı olarak nitelendirdi. Ayrıca, bazı İran şirketlerine de Karabağ'ın yeniden inşasına katılma fırsatı verildi. Ancak İran, Azerbaycan'a karşı hiçbir dayanağı olmayan sözde iddialarda bulunmaya başladı.
Hiç kimseye sır değil ki, Ermenistan hiçbir zaman bağımsız bir politika izlemedi ve her zaman yeni patronlar aradı. Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Ermeni yetkililer yüzünü İran'a çevirerek tarihi dostluktan bahsetmeye başladı. Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan liderlerinin bölgede barışı tesis etmek amacıyla Soçi'de yaptıkları görüşmenin hemen ardından Tahran'a resmi ziyarette bulunan Başbakan Nikol Paşinyan'a sarılan yetkililer acaba ne söylemek istedi... Resmi Tahran, bölgedeki devletlerin sınırlarının değiştirilmesinin kabul edilemez olduğunu ve bunun İran'ın kırmızı çizgisi olduğunu beyan ediyor.
Arwin Ghaemian ‘‘İran ayrıca kuzey sınırlarında, Avrupa pazarlarına erişimini engelleyen ve İran'ı Rusya ve Orta Asya cumhuriyetlerine bağlayan ticari Kuzey-Güney Koridoru'nu tehlikeye atan herhangi bir değişikliği kabul etmeyecektir.’’ – diye ahkam kesiyor. Ghaemian’a ‘‘bu yazıyı yaz’’ emri verenler neden rahatsızlar bunu da bir açıklığa kavuşturalım isterseniz: 2012 yılında ABD Hazinesi, İran üzerinden Afgan eroin kaçakçılığının İslam Devrim Muhafızları Birliği'nin bir generali tarafından kontrol edildiğini duyurdu. Edinilen bilgiye göre, İran'ın güneydoğusunda, Afganistan sınırına yakın Zahidan kentinde dönemin İslam Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı General Gulamriza Baghbani, Afgan uyuşturucu kaçakçılarının hem İran'a afyon nakliyesine, hem de üçüncü ülkeye eroin kaçırmasına yardım etti.( kaynak)
İran İslam Cumhuriyeti'nin adına yakışmayan bu tür eylemleri teyit eden gerçekler, uluslararası kuruluşlar tarafından defalarca gündeme getirildi. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin (United Nations Office on Drugs and Crime) bilgisine göre, aşağıdaki resim İran topraklarına giren ve oradan Avrupa'ya çeşitli yönlerden ihraç edilen uyuşturucuların yollarını göstermektedir. Burada İran İslam Cumhuriyeti'nin kuzey sınırlarında yasadışı uyuşturucu taşımacılığının o dönemde işgal altındaki Ermenistan ve Karabağ toprakları üzerinden yürütüldüğü bir kez daha teyit ediliyor.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağımsız Devletler Topluluğu Devlet Başkanları Konseyi'nin 15 Ekim 2021'de yapılan toplantısında da konuyla ilgili görüşünü dile getirmişti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı konuşmasında, yaklaşık 30 yıldır Ermenistan'ın kontrolünde olan Azerbaycan-İran devlet sınırının Cebrail ilinden geçen 130 kilometrelik bölümü aracılığıyla İran'dan Ermenistan'a oradan da Avrupa'ya uyuşturucu kaçakçılığı güzergahı olduğunu söyledi.
Konuyla alakalı 2013 yılında basında yer alan resmi bir bilgiden de bahs etmek istiyoruz. Bilgide şöyle deniyordu:
"Milli Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen operasyonel tedbirler sonucunda İran'dan kaçakçılık yoluyla yasa dışı yollardan uyuşturucu nakleden 12 kişi tutuklandı. Toplam 40 kilo 500 gram uyuşturucu madde bulunarak üzerlerinden alındı. Bu yasadışı uyuşturucu maddelerin bir kısmının Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarında ekimi, yani ekimi, yetiştirilmesi ve toplanmasının organize edildiği, daha sonra bu uyuşturucuların İran'a oradan da Azerbaycan'a getirildiği belirlendi. Karabağ'ın işgal altındaki topraklarında uyuşturucu madde yetiştirdikleri tutuklananların ifadelerinden anlaşılmaktadır."( kaynak)
Resmi Tahran’ın kuzey sınırlarında, Avrupa pazarlarına erişimini engelleyen ve İran'ı Rusya ve Orta Asya cumhuriyetlerine bağlayan ticari Kuzey-Güney Koridoru'nu tehlikeye atan herhangi bir değişikliği kabul etmemesinin muhtemelen en büyük sebebi budur. Fakat Arwin Ghaemian bunu bir türlü itiraf edemiyor. Zira itiraf ettiği takdirde başının derde gireceğini biliyor.
Ayrıca, dikkatimizi Tahran Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan bu gencin bir iddiası da çekti. Genç şunu iddia ediyor: ‘‘Bakü'de hala şehit düşen İranlı şehitlerin gömülü olduğu bir mezarlık var.’’
Yıllardır İranlı yetkililer bu konuyu dile getiriyorlar, ama bir kez bile olsun bu mezarlığın nerde olduğunu İran yetkilileri bizlere gösteremedi. Düşünsenize, Bakü’de böyle bir mezarlık var ve İran’ın askeri yetkilileri Bakü’yü ziyaret ediyorlar ve mantıken iddia edildiği gibi öyle bir mezarlık olmuş olsaydı, İran resmileri ilk İran şehitliğini ziyaret ederlerdi, değil mi?! Bu konuda yayınlanan hiçbir haberde biz benzeri bir ifadeye dahi rastlamazken, peki nedir bu şehitlik mevzusu?!( kaynak)
Bir zamanlar merkezi Bakü’de bulunan Uluslararası Terör ve Yolsuzlukla Mücadele Merkezi’nin başkanı, İranyanlısı tutumları bilinen siyasetbilimci Rovşen Novruzoğlu bir zamanlar İran’ın Seher televizyonuna verdiği demeçte şunları söylemişti: ‘‘Karabağ savaşında İran vatandaşları Azerbaycanlıların safında yer aldı. Savaşın anlamını biliyorlardı. Irak savaşına katılan onlarca İranlı da Karabağ savaşına katılmıştır. Aralarında Persler, Azeriler ve Kürtler de dahil olmak üzere tüm İranlı etnik gruplar vardı.
Novruzoğlu daha konuşmasına şunları eklemişti: ‘‘Şubat 1992'de Hocalı'da yaşanan faciada Ermeni ayrılıkçılara karşı mücadelede Azerbaycanlıların yanı sıra İranlıların da olduğunu araştırdık. 11 tanesinin mezarını tespit ettik. Bir kısmının kabri Hocalı, Laçın, Kelbecer, Gubadlı ve Şuşa'dadır.’’
Nevruzoğlu, Karabağ savaşı sırasında İranlı savaşçıların grup halinde Azerbaycan'a gelip farklı cephe bölgelerinde savaştığını belirterek, amaçlarının Müslüman bir ülke olan Azerbaycan'a yardım etmek olduğunu söylemişti.
Daha sonra bu demeç tüm dünyadaki İran enformasyon ağına bağlı sitelerce servis edilmeğe başlanmıştı. Aynı kişinin İran'ın Azerbaycan Cumhuriyeti'nin farklı tarihi dönemlerinde bu ülkeye kapsamlı desteğine işaret ederek ‘‘İran, sadık ve güvenilir bir kardeş olduğunu göstermiştir. Azerbaycan için ve her zaman Azerbaycan'ın mevzilerini ve haklarını korumuştur.’ seklinde demeçler verdiğini düşünersek, İran resmilerinin bu şahsın demeçlerinden yola çıkmaları aslında ne kadar taraflı olduklarının göstergesidir. (kaynak)
Sonuç olarak:
- İran Kacarlar tarihi konusunda uzmanlaşmış Tahran Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Arwin Ghaemian’ın Karabağ'ın özgürleştirilmesi ile İran-Ermenistan sınırını kapatma politikası arasında bir bağlantı kurmak girişimi tamamen asılsızdır,
-Resmi Bakü, İran'ın yaklaşık 30 yıllık bir süre içinde Azerbaycan'ın tarihi topraklarının işgaline sessiz kalmasına, Şuşa ve Erivan'da Azerbaycan Türklerine ait camilerin yenilenip İran camisi olarak etiketlenmesine ve Azerbaycan'ın tarihi topraklarında yapılan soygunlara sessiz kalmasına rağmen, hala bu ülkeye karşı sabırlı davranıyorsa, bu durum bazılarının Azerbaycan’ın sabrını zorlaması anlamına gelmemelidir,
-İranlı yetkililer, bölgedeki yeni jeopolitik gerçekleri kabul etmek zorunda olduklarını artık anlamalılar ve bu tür yazılarla durumu iyice germemeliler.