Erivan’da 16 yaşındaki Arsen ve 21 yaşındaki Tigran 30 fitlik Davtaşen köprüsünden atlayarak intihar ettiler. Olay 20 Ekim’i 21 Ekim’e bağlayan gece gerçekleşti.( kaynak) Bu trajediden sonra, sempati ve taziyelerin yanı sıra sosyal ağlarda nefret söylemi yoğunlaştı ve Ermenistan'daki birçok insanın LGBT topluluğuna yönelik son derece ayrımcı tutumunu bir kez daha vurguladı. Gençlerin ölüm koşulları hakkında çok az şey biliniyor. Soruşturma Komitesi, yalnızca intihar eğilimleriyle ilgili bir davanın açıldığını bildirdi. İntihar etmeden önce gençler sosyal medyadaki hesaplarında ortak fotoğraflar yayınladılar. 16 yaşındaki Arsen, "Tüm ortak eylemlerimizle ilgili kararları birlikte aldık" yazdı.

Fotoğraflar sosyal medyada viral oldu ve LGBT topluluğunu korumak için çalışan STK'lar homofobinin Ermenistan'da iki cana daha mal olduğunu iddia ederken, herkes iki gencin ölümünü bir trajedi olarak görmüyor. Toplumun bu şekilde “temizlendiğini” yazanlar ve LGBT topluluğunun üyelerinin ölümüne sevinenler bile var.

22 Ekim'de, LGBT topluluğunun bir grup temsilcisi olan 16 yaşlı Arsen’in arkadaşları Erivan parklarından birinde toplandı ve onun anısına mumlar yaktı. Arsen'in kibar, güler yüzlü, olgun ve dengeli bir genç olduğunu, böyle bir adım atacağını hiç düşünmediklerini söylediler. Arkadaşlardan biri, “Şok oldum ve kendime gelemedim. Bugüne kadar tüm bunlar benim için inanılmaz” dedi. Orda toplanan gençlerden birisi, “Bu, ne yazık ki çok kötü bir şekilde sona eren homofobinin en belirgin tezahürlerinden biri” dedi.

Arsen'in tanıdıkları, genç adamın intihar etmeden önce ailesinde sorunlar olduğu için evden kaçtığını iddia etti. Onlara göre, yakın zamanda Rusya'dan Ermenistan'a gelen Tigran hakkında çok az şey biliyorlar. Kamera önüne çıkmak istemeyen ve sesini değiştirmesini de talep eden LGBT aktivisti Sargis, toplum ve aileler insanları olduğu gibi kabul ederse bu tür trajedilerin önlenebileceğini vurguladı. “Her şeyin böyle bitmesi çok üzücü, ama en azından diğer ebeveynler için bir ders olmasını diliyorum, böylece oturup çocuklarıyla konuşabilirler, çocuklarının bakış açısını anlayabilirler. Arsen henüz 15-16 yaşında olmasına rağmen yaşına göre oldukça olgundu” dedi.

LGBT aktivisti, bu korkunç hikaye hakkında okuduğu yorumları hatırlatarak, “Bir yandan Tanrı hakkında konuşuyorlar, diğer yandan rahatsız ediyorlar” dedi.

“Toplum temizleniyor” diye yazdıklarında deliriyorum. Bir insan, rasyonel bir varlık, ölüm hakkında sakince nasıl konuşabilir, iki genç intihar ediyor,  bunun normal olduğunu, bunun bir toplum temizliği olduğunu nasıl söyleyebilir?’’ – diye ekledi.

LGBT aktivisti Anya Hayrapetyan, “Üç yıldan fazla bir süredir bir insan hakları örgütü için çalışıyorum ve şiddetten tecavüze, intihara kadar tahmin edebileceğinizden çok daha fazla bu tür vaka gördüm” dedi. Anya Hayrapetyan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Özellikle küçük ülkemizde, LGBT topluluğunun bir temsilcisi olmanın, cinsel bir azınlığın parçası olmanın ne demek olduğunu anlamayan insanlar, bunu bir tür ulusal yıkıcı faaliyet olarak görüyor, bu arada eşcinsel olmak doğal bir fenomen.”

İnsan hakları aktivistileri yetkililerin, insan hakları aktivistlerinin çağrılarına ve meydana gelen korkunç vakalara rağmen, LGBT topluluğunu korumak için mekanizmalar oluşturmak istemediğini vurguluyorlar. Sivil toplum temsilcileri ayrıca bu tür durumlardaki insanların devlet desteğini beyan etme ve alma fırsatına sahip olmaları için kapsamlı bir ayrımcılıkla mücadele mevzuatının kabul edilmesini önerdiğini hatırlatıyorlar. kaynak

Ne yazık ki, yaşananlara halkın tepkisini görmek şaşırtıcı değildi. Gençler tarafından yayınlanan fotoğraflar, sosyal medyada ve Telegram kanallarında nefret dolu ve saldırgan bir dille hızla viral hale geldi ve çoğunlukla erkeklerin eşcinsel olduğu gerçeğini vurgulamaya devam etti, bu da intihar etme kararlarını haklı çıkardı. Hatta birçok yorum diğer LGBTİ bireylerini de aynı şeyi yapmaya teşvik edecek nitelikteydi. Ermenistan’daki LGBTİ üyelerinden oluşan Pink Armenia isimli STK da insanların ölümünü haklı çıkarmanın kabul edilemez olduğunu düşündüklerini söylediler. Bu trajik olayın Ermenistan'daki LGBT bireylerin güvende olmadığını, toplum ve devlet tarafından korunmadığını bir kez daha kanıtladığını söyleyen STK temsilcileri yayınladıkları bildiride olanların ciddiyetinin farkına vararak şefkat göstermenin son derece önemli olduğunu dile getirdiler: ‘‘Gençlerin ailelerine ve arkadaşlarına taziyelerimizi sunarken, aynı zamanda acılarına ortak olarak, kamuoyunu hakaret, aşağılayıcı ifadeler, olayın ayrıntılarını çarpıtan nefret dolu mesajlar, yorumlar ve nefret yayılıyor. İntihar düşüncelerine genellikle toplumun cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliğine yönelik tutumlarından dolayı suçluluk, korku, kendini suçlama ve utanç duyguları eşlik eder. Bu gibi durumlarda, uygun profesyonel desteğin sağlanması esastır.’

Faktyoxla Lab. olarak son olayların ışığında Ermenistan’da LGBTİ bireylerine karşı tutumu ve Ermeni toplumunun ne kadar homofobik olduğunu okurlarımız için araştırdık.

Araştırmalarımız zamanı Ermenistan’da cinselliğe dair bilgi azlığına ek olarak LGBTİ bireyler hakkındaki kalıp yargılarının, mitlerin de çok yaygın ve popüler olduğunu gördük. Kamusal alanda LGBTİ bireylerin görünür olmalarından hoşlanılmadığı gibi, gençleri etkileyip onlar arasında bir tür ‘mikrop’ gibi yayılmasından korkuluyor. Kamuoyundaki genel kanı sosyal normlara uyulması gerektiği, eşcinselliğin ithal edilmiş yeni norm olduğu ve bunların kendi geleneksel değerlerini tehdit altına alacağı yönünde. kaynak

Eşcinsellik, Ermenistan’da 2003’ten bu yana suç sayılmıyor; ama Ermenistan, cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliğine bakılmaksızın eşit muamele hakkını ortaya koyan Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Hakkında Birleşmiş Milletler Deklarasyonu’nu yıllar önce imzaladı. Ülke, aynı zamanda Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Hakkında Sözleşme’nin her türlü ayrımcılığı yasaklayan bir protokolünü de kabul etti. Buna karşın, eşcinsel Ermeniler hala ayrımcılığa hedef oluyorlar. İşlerini kaybetme riskinin yanında, eşcinseller Ermenistan’ın komünal, aile temelli kültüründe çok ağır bir yük getiren sosyal alandan aforoz edilme tehlikesiyle de burun buruna yaşıyorlar. Bazı ailelerin, bir üyelerinin eşcinsel olmasının getirdiği damgalanmadan kaçmak için ülkeden göç ettiği biliniyor. Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı’nın 2009 İnsan Hakları Raporu’nda Ermenistan halkının eşcinsellere olan bakışı “çok olumsuz” olarak betimlenirken, raporda eşcinselliğin “toplum genelinde” bir “hastalık” olarak değerlendirildiği tespitine yer veriliyor.

İnsan haklarına yönelik bir sivil toplum kuruluşu olan Ermenistan Helsinki Derneği’nin başkanı Mikael Danielian “Ermenistan eşcinsellere karşı her zaman hoşgörüsüz olmuştur” yorumunda bulunuyor. Danielian kuruluşunun eşcinsel olduğundan şüphe edilen kişilere yönelik saldırılar konusunda endişe uyandırıcı telefonlar aldığını belirtiyor. Ancak, saldırılar için genellikle ceza davası açılmıyor, çünkü mağdurlar davanın getireceği aleniyetten ve kamudan gelecek aşağılamalardan korkuyor, diyor Danielian ve ekliyor “Açıkça konuşmak gerekirse, bu tür durumlarda elimizden hiçbir şey gelmiyor”. Ayrımcılık mağduru olan eşcinsellerin, bazen yalnızca bu saldırıların kuruluşun raporlarında geçmesini istediğini belirtiyor.

Çocukların bu gruplardan korunması gerektiğini düşünüyorlar, sokakta yürüyen bir gey çiftin, geylerin onur yürüyüşünün veya bir eşcinsel öğretmenin çocuklara, ailelere ve hatta ülkeye karşı bir tehdit oluşturduğu konusunda mutabakat sağlanmış durumda.

Ankete yanıt verenlerin yalnızca yüzde 9’ u LGBTİ birey tanıyor ancak çoğunun iletişimi son derece kısıtlı. LGBTİ bireylere tahammülsüzlük; otoriteye ve devlete sadakat, toplumun normlarına ve yasalara sorgulamaksızın uyma davranışı, ‘farklı’, bir başka deyişle kendilerine benzemeyen insanlara gösterilen hoşgörüsüzlükle adeta paralellik taşımakta. LGBTİ’lerin varlığı da dahil olmak üzere sosyal normlar ve değerlerden sapma toplumda şiddetle eleştirilen, hatta reddedilen bir konu. Değerlerin başında aile, vatan, din öncelik taşırken, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi demokratik ilkeler  daha az önem arz ediyor. Jeopolitik tercihleri de değer yönelimlerini teyit etmiş oluyor. Ankete katılanların yüzde 90’ı eşcinselliğin kanunen yasaklanması gerektiğini ifade ediyor.

Toplumsal cinsiyet, yaş, meslek, yaşam yeri gibi değişkenlere bağlı olarak LGBTİ’lere karşı farklı tavırlar alınıyor. LGBTİ’lerle kişisel ilişkileri olanlar (arkadaşlık, komşuluk, akrabalık bağları) daha toleranslılar. kaynak

2012 yılında Pink Armenia, Ermenistan'ın en büyük üç şehri olan Erivan, Gümrü ve Vanadzor'da bir araştırma yaptı. Katılımcıların yüzde 19'u geleneksel olmayan cinsel ilişkileri bir "hastalık", yüzde 13'ü - Batı ülkelerinin olumsuz etkisi ve yüzde 11 - eğitimin sonucu olarak nitelendirdi. LGBT bireylere olumsuz bakanların yüzde 55'i, eşcinsel olduklarını öğrenirlerse bir arkadaş veya akraba ile ilişkilerini sonlandıracaklarını söyledi. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 2011-2013 yılları arasında 5.891 LGBT birey, ayrımcılık nedeniyle Ermenistan'ı terk etti. kaynak

Bu rakam, “LGBT göçünün Ermenistan'ın ekonomik göstergeleri üzerindeki etkisi” konulu araştırma sayesinde sağlandı. LGBT bireyler söz konusu olduğunda, Ermenistan'dan insanların göç etmesine katkıda bulunan faktörlere ek olarak, ayrımcılık ve homofobi gibi kendine özgü faktörler de vardır, bunların sonucu olarak - fiziksel güvenlik tehdidi, devlet tarafından korunma eksikliği, ev içi sorunlar, psikolojik baskı, mali şantaj, cinsiyet değişikliği ile ilgili konular toplumda sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır.

Diğer bir Ermeni STK’sı ‘‘Şiddetsiz Toplum’’ tarafından “Ermenistan'da LGBTİ Bireylerin İnsan Hakları Durumu” konulu uygulamalı bir değerlendirme, LGBT bireylerin haklarına ilişkin yasal boşlukları ve ülkedeki yaygın hukuk pratiğini ortaya çıkardı. Bu proje çalışma eşitlik ve ayrımcılık yapmama, yaşam ve güvenlik, istihdam, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik hakları ve ifade özgürlüğüne ilişkin temel sorunları ve eksiklikleri özetlemektedir.

PINK Ermenistan'ın bir başka çalışması olan “Önyargıdan Eşitliğe: Ermenistan'da LGBTİ kişilere yönelik toplumsal tutumların incelenmesi’’ isimli çalışmasıysa Ermeni toplumunda LGBTİ bireylere yönelik klişelerin ve hoşgörüsüzlüğün doğasını ve temelini ayrıntılı olarak göstermektedir. Bu üç çalışma, LGBTİ kişilerin Ermenistan'daki insan hakları durumu ve göçlerinin temel nedenleri hakkında genel ve teorik bir fikir vermektedir. kaynak

Ermenistan'ın cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine (SOGI) ilişkin bir ayrımcılık karşıtı yasası yoktur. Ayrıca Ceza Kanununda SOGI ile ilgili suçlardan bahsedilmemektedir. ILGA-Avrupa Gökkuşağı Endeksi 2018'e göre Ermenistan, LGBT topluluğuna yönelik politikalar ve yasalar açısından 49 Avrupa ülkesi arasında 48. sırada yer alıyor. kaynak

Erivan’ın eşcinsellerin medeni haklarını temin etmek üzere uluslararası bir anlaşma imzalamasından yıllar geçse bile, Ermenistan’daki eşcinseller cinsel yönelimlerinden dolayı hala fiziksel taciz ve sosyal dışlanma tehditleriyle karşı karşıya kalıyor.

Öğretmenlik yapan 22 yaşındaki Erivan sakini Armen, EurasiaNet.org’a yaptığı açıklamada “Ailem eşcinsel olduğumu öğrendiğinde, önce beni dövdüler ve ardından evden attılar,” diyor. “Yıllar geçmesine rağmen, annem şimdi bile beni eve almıyor ve bazı arkadaşlarım gerçekten ‘onlardan’ olup olmadığımı sorup duruyor.” Armen (gerçek adı değildir) eşcinsel olduğunu sınıf arkadaşına âşık olduğu 13 yaşında fark ettiğini söylüyor. İlk erkek arkadaşıyla 20 yaşındayken bir çevrimiçi sohbet odasında tanışmış. “Onu arkadaşlarımdan biri olarak ailemle tanıştırdım. Ama bir gün, annem bizi öpüşürken gördü ve her şey o anda başladı,” diyor Armen. “Annem bağırarak ölseydim daha iyi olacağını söyledi. Kardeşimse eve gelip beni dövmek için ordudan ayrıldı. Bu yüzden, sokaklarda yaşamaya başladım.” Armen şimdi büyükannesiyle birlikte yaşıyor.

Eşcinsel karşıtı tutumlar, özellikle orduda oldukça güçlü. 2004 yılından bu yana, eşcinseller akıl hastası oldukları düşüncesiyle askerlik hizmetinden muaf tutuluyorlar. İsmini Narek olarak belirten bir kişi, EurasiaNet.org’a yaptığı açıklamada, askerlik hizmetine yönelik bir psikiyatri muayenesi sırasında, eşcinselliğini açıkladığında bir ordu mensubunun kendisini dövdüğünü söylüyor. Narek, bir akıl hastanesinde üç gün yattığını ve askeri hizmetten “kişilik bozukluğu” tanısıyla muaf tutulduğunu iddia ediyor. kaynak   

Ermenistan’da lezbiyenlere karşı da aynı tutum mevcut. Örneğin, Heinrich Böll Vakfı Güney Kafkasya Bölge Ofisi tarafından yürütülen AB destekli "Ermenistan ve Gürcistan'da LGBTİ Dayanışma Ağı" projesi çerçevesi kapsamında mikrafonlara konuşan  Anna lezbiyen bir kadın ve Hollanda'da siyasi sığınma hakkı almış. Ermenistan'dan ayrılmasına neden olan sebepler sorulduğunda duygusallaşan Anna ülkesinden ayrılışını belirli koşulların zorunlu kıldığı bir karar olduğunu söylüyor. Anna’ya göre, Ermenistan’dan ayrılmasının birkaç neden vardı: ‘‘kişisel güvenlik, iş yerinde ayrımcılık, sağlıkla ilgili sorunlar ve sonuç olarak yaşamı tehdit eden bir durum” - diyor Anna. Ona göre, yaşam haklarını onurlu bir şekilde korumak için erkeklerden on kat daha fazla çaba gerektiren ataerkil Ermenistan'da kadınlar için hayat zor: ‘‘Ermenistan'da çok az kadın orkestra şefi var. Konserlerde hiç kadın orkestra şefi görüp görmediğinizi hatırlamaya çalışın. Profesyonel arenada bana sürekli şefliğin kadın işi olmadığı ve bir gün kendi orkestramı yöneteceğimi ummamam gerektiği söylendi. Yıllarca okudum ve becerilerimi ancak bu alanda bir kadına yer olmadığı söylenecek şekilde geliştirdim. Ermenistan'da kadın şef olamaz; o sadece yürütülebilir ve kullanılabilir.

Ama bir lezbiyen olduğunuzda ve kimliğinizi ve özel hayatınızı saklarken gerçekliğin iki paralel boyutunda yaşamaya zorlandığınızda, bir bedende iki farklı davranış, tarz, hatta farklı kelime dağarcığına sahip iki birey olursunuz. toplum yararına kılık değiştirip diğerini sadece dört duvar arasındaki evinizde, köpeğinizle, sevdiğinizle ve çok küçük bir arkadaş çevresiyle kullanabileceğiniz bir maske. Ve tüm bunlardan yorulduğunuzda ve kendinizi bu zincirlerden kurtarmak istediğinizde, birdenbire cesaret edemediğiniz o kadar fevri hareketler yapıyorsunuz” diyor Anna, bir soruşturmaya nasıl gönderdiğini anlatırken. Ermenistan Adalet Bakanlığı’na, eşiyle bir evliliği ve/veya bir birlikteliği yasal olarak kaydettirmek için hangi prosedürlerin izleneceğini bulmak amacıyla başvurmuş: 

“Yasal olarak evlenme ihtiyacı sadece psikolojik kurtuluş için değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik nedenlerle de oldu. Bir örnek getireceğim: kız arkadaşım ve ben kendimize bir daire almak için kredi almak istedik. Heteroseksüel ailelere gayrimenkul alırken bizim alamadığımız krediler ve önemli ayrıcalıklar veriliyor. Ermenistan anayasası eşcinsel evliliği yasaklıyor ve yasal olarak yasak olmayan her şeye özel vatandaşlar için izin verildiğinden, bir gün Adalet Bakanlığı'na sendikamızı yasal olarak nasıl kaydettirebileceğimizi öğrenmek için bir soruşturma göndermeye karar verdim. Bununla ilgili ayrıntılar LGBTnews tarafından yayınlandı. Bakanlıktan Anayasa'nın temel hükümlerine aykırı gelen cevaplardan sonra konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımaya kararlıydım ve avukat arayışına girdim. Bu, isimsiz telefon çağrıları almaya başladığım zamandı. Kapımın önünde saldırıya uğradım ve 'Bakanlığı rahat bırakın' birçok tehdit aldım. Yetkililer tarafından hedef alındığımı ve fiziksel güvenliğimin tehlikede olduğunu anladım". kaynak

Diğer bir kötü muameleden dolayı Ermenistan’dan Avrupa’ya göç eden Said Meroujean’a göre “Toplumun bu kötü tutumu, Ermenistan’ın eşcinsellerini tekrar ve tekrar kendi kabuklarına itmektedir”. kaynak

Araştırmalarımız zamanı bu ülkedeki eşcinsel Ermeni vatandaşlarına yaklaşımda Türk kelimesinin aşağılama unsuru olarak kullanılmakta olduğunu öğrendik ki, bu da asla doğru bir yaklaşım değil. Söylediklerimize kanıt olarak  2 Ağustos 2018’te, LGBT hakları, kadınlar ve çevre sorunları için birkaç savunucu, Şurnuhu'daki bir LGBT aktivistinin evinde toplanmış, aktivistler binayı terk ettiğinde yerel sakinler onlara taş atmaya ve onlara saldırmaya başlamıştı. Yerel sakinler, onları homofobik sözlerle aşağılamış ve insan hakları savunucularına "Türkler" – diye bağırmışlardı. ( kaynak)

Politikacılar da Ermenistan'ın kültürel kimliğini tehdit ettiklerini söyleyerek LGBT üyelerinin mevcudiyetine karşı çık. Erivan'ın tek LGBT dostu barının 2012'de yakılmasından sonra, Ermenistan'ın iktidar partisinin sözcüsü Eduard Sharmazanov, LGBT haklarını savunanların "Ermeni ulusal kimliğini karalamak" olduğu gerekçesiyle saldırının "haklı ve gerekçeli’’ olduğunu dile getirmişti. kaynak

Öte yandan, Müreffeh Ermenistan fraksiyonunun milletvekili Gevorg Petrosyan, Ermenistan Ulusal Meclisi toplantısında yaptığı açıklamada, "Ermenistan'ın devletliğini, insanlarımızı tehdit eden sorunlardan birinin geleneksel olmayan cinsel yönelim tehdidi olduğu yadsınamaz" demişti. G. Petrosyan'a göre hizbin taviz veremeyeceği konuydu bu. Çocuklarımızın sarsılmaz geleceğini garanti altına almak için yasayı geçirelim” – diye sözlerini tamamlayan Petrosyan’ın konuşmasının ardından mcliste alkış sesleri yükselmişti. kaynak

Şuan gey, lezbiyen ve biseksüeller cinsel yönelimlerini gizleyebilirken, trans Ermenilerse fiziksel görünümlerinin kendilerini tanınabilir kıldığını ve ayrımcılık, zorbalık ve fiziksel saldırılarla karşılaşma olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyorlar. Mobing verilerinin yüksek olduğu ülkede birçoğu gündüz dışarı çıkmaya korkuyor ve eğitim ya da iş bulamıyor. Bu yüzden hayatta kalmak için akşamları seks işçiliğine güveniyorlar.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki:

-Ermenistan’da LGBTİ bireylere karşı tahammülsüzlüğün had safhada olduğu doğrudur,

-Erivan’da son gerçekleşen intihar olayından sonra sosyal medyada yazılanlar da yıllardır Ermeni toplumunun düşüncesinin değişmediğinin göstergesidir,

- Ermenistan’da toplumun tüm alanlarında LGBTİ bireylere karşı negatif tutumların mevcudiyeti bir gerçektir,

- Ermeni toplumunda LGBTİ bireylerin görünür olmalarından hoşlanılmadığı gibi, gençleri etkileyip onlar arasında bir tür ‘mikrop’ gibi yayılmasından korkulması da doğrudur